Sırayla 5 bayan, ayda bir, birimizde kahvaltı partisi yapardık. O gün 4 dostumla birlikte, Filiz ablaya kahvaltıya gitmiştik. Filiz ablamız 44 yaşında olduğundan yaşça hepimizden büyük, ama yaşını göstermeyen, her zaman güleryüzlü, tombul, genelde hep mutlu tanıdığımız ve etrafına mutluluk veren biriydi. Bazen kendisiyle bukadar barışık olan bu kadının mutluluk gizemini merak ederdim. Neyse, kahvaltıdan sonra, çaylar içildi, sohbet eşliğinde kahvelerimizi de içtikten sonra, benden hariç herkes gitmişti. Kocamın ve çocuklarımın eve gelmesine daha çok vardı, o surattan ben azıcık daha kalmıştım…
Filiz abla bana, “Necla sen TV‘ye takıl, ben masayı toplayım, sonra birer kahve daha içeriz!” dedi. Ben de kumandayı aldım elime, kanalları yoklarken yanlış uyduya girmişim, birden pørnø kanalı açıldı ve adamın birinin kadına bütün sikini sokması koca ekrana gelmişti. Panikleyip, çılgınca tuşlara basıyor, o uydudan çıkmak istiyordum, ama nafile, sanki uydu müşterisi kilitlenmişti. Bütün o arada Filiz abla mutfaktan geldi. Benim harap halimi görünce kahkayı bastı, “Bu kanalda işin ne kız? Yoksa sen de benim herif gibi böyle şeylere mi meraklısın?” dedi. “Ya abla sende başka bir deyişle, öğrenerek mi açtım sanki?” dedim, ama çok utanmıştım…
Filiz abla kumandayı alıp, ekranda sikişenlere son kere bakıp, “Adamınki de hoşmuş, aynı benim herifinkine benziyor!” dedi ve kanalı değiştirdi. Reelden adamın siki hoştu, orta boy, kalın ve dimdikti. Utanmıştım, ama böyle bir filmi ilk gördüğüm için, aynı zamanda hoşumada gitmişti. “Aman abla, sende amma yaptın, Hıdır ağabeyim 48 yaşında, yoksa daha önceki halinden mi bahsediyorsun?” dedim. “Olurmu kız, Hıdır daha önceki halinden hiç taviz vermedi, bütün tersine cinsel hayatımız dahada nitelikli olmaya başladı!” dedi. “Nasıl başka bir deyişle?” derken, usumdan bizim konuttaki halimiz usuma geldi. Oğlumdan sonra 8 sene evvel kızımız dünyaya geldikten sonra, eşimin istek eforu bayağı zayıflamış, bazen 2 ay kardeş gibi yanyana uyurduk, ben de artık bu vaziyete aşina olmuştum, hiç bir istekte bulunmuyordum…
Filiz abla anlatmaya devam ederek, “Daha Öncekinden yaptığımız süratli ve kısa sevişmelerden daha ziyade, şimdi uzun uzun sevişip, ilişki arasında fantaziler kurup birbirimizi doruklara taşıyoruz!” dediğinde ciddi olduğu muhakkaktı. Ben yeniden yalnızca, “Nasıl başka bir deyişle?” diyebildim. “Bak mesela, bazen, tabi her seferinde değil, böyle bir buluşma gününden sonra, Hıdırla sevişirken, bana sorar kimler vardı diye, ben de adları sayarım. O da, Hayırsız kadın, hepsini niçin gönderdin, birisini yatağımda bıraksaydın ya! der!. Ben de kocamı tamamen çıldırtmak için, Hepsini göndermedim, bak Vildanı sana vazgeçtim, şimdi Vildanı sikeceksin! derim. O da hemen Vildan yataktaymış gibi bana, Vildan hanım hoşgeldin, niçin geldin? der. Ben de Vildanmışım gibi, Hıdır ağabey amım sikini çekti, sana siktirmeye geldim! derim. O da, Madem öyle, hemen amına takayım! der. Sonra, Amın çok hoş Vildan, sokuyorum bak dibine kadar girdim! der. Ben de, Sok Hıdır ağabey, sok! derim. O da, Dayanamıyorum Vildan, amına fışkırtacam! der. Fışkırt Hıdır ağabey, döllerini içime akıt! derim, ve iştahla içime boşalır! İşte buna eş çok fantaziler yaparız. Bazen de benim başka bir erkekle sikiştiğim fantaziler yaparız. Ama herşey yatakta kalır ve biter!” dedi.
Kulaklarıma inanamıyordum, böylesini ne dinlemiş, nede yaşamıştım. Ama muazzam tahrik olmuştum. Kaybettiğim sandığım istek duygusu birden içimi ayrılmış, amım sulanmaya başlamıştı. Filiz ablanın, “Noldu kız, şok mu oldun? Yoksa usun hali hazırda deminki sikte mi?” dedi ve yeniden kahkahayı bastı. Utanarak güldüm, “Gerçekten içimi kıpırtdattı abla!” dedim ve azıcıkçık bizim yatak odasında olan bitenden bahsettim, başka bir deyişle daha doğrusu olmayanlardan. Bana, “Vah perişanım!” dedi, azıcık durdu, sonra, “Usuma birşey geldi kız, Hıdırıma süpriz yapmak istiyorum, sen şimdi gidip soyunup yatağa uyuyacaksın, azıcıktan o da kazanç seninle ilgilenir!” dedi. İşte buna şok olmuştum, “Saçmalama abla! Söylediğin nasıl bir söz öyle?” dedim, ama gerçekten kızmıştım…
“Bak hoşum, 32 yaşındasın, şimdiden hayata küsmüş gibisin, hem sen azıcık zevk, coşku ve kadınlığını yaşarsın, hem ben de Hıdırımın en büyük tutkusunu, fantazisini asıllaştırmış olurum!” dedi. “Asla yapamam ve yapmam!” dediysem de, o ısrar ettikçe bu fikre yatkın oluyordum. O da ne yaptı etti, sonunda bana kabul ettirdi ve öocuk gibi neşelenerek, “Yaşasın!!! Bakalım bizim Hıdır bey fantaziden ileri gidebilecek mi?” dedi…
Üst kata çıkıp, anadan üryan soyunup, yatağa girmiştim. Tahminen ateşim 45 derece vardı. Yorganı kafama çektim. Yaradanım, ben burda yabancı bir yatakta anadan üryan neler yapıyordum? Yorganı tekerrür indirdim, bırakmayı kafaya koymuştum, bütün giyinip gitmek isterken kapı açıldı, Hıdır ağabey içeri girdi. Beni öyle görünce afallayıp kaldı. Takribî 1 dakika kadar taş kesilmiş heykel gibi odanın girişinde durdu, sonra derlenip, alta seslendi, “Sürprizine bayıldım karıcığım, harikasın, seni çok hoşlanıyorum!” diye ve kapıyı kapattı. “Hoşgeldin Necla hanım!” deyip, gömleğini çıkartmaya basladığında, ben başımı yana çevirmiş, deminki ateşimin yerini soğukluk almış, resmen havale geçiriyordum…
Hıdır ağabey soyunmuş olmalı ki, yatağa geldi, bir eliyle elimi meblağken, ötekisini de yorganın altına atıp, ayağımı okşadı. Azıcık olsun yumuşamıştım, ama yeniden gergindim. “Pişman olmayacaksın hoşum!” deyip, yanağımı hafifden öperken, sıcak nefesine yüzümü seziyordum. Hıdır ağabeyin sakin konuşmaları ruhumu okşuyor, gitgide hafifliyordum. Demin elinin bulundugu ayak kısmına şimdi suratını getirmişti, ayaklarımdan başlayarak yukarıya doğru, süt beyaz derimi öpe öpe, araştıra araştıra çıkıyordu. Şimdi baldırlarıma varmış, parmak uçlarını baldırlarımın iç kısmında gezdirirken, sanki o büyük elleriyle değil de, bir kuştüyü ile okşuyor gibiydi…
Deminki huzursuzluğumun yerini zevk ve istek almış, bundan sonra olacakları sabırsızlıkla bekliyordum. Şimdi kafası baldırlarımın arasında, öperek bana ilk orgazmımı yaşatıyordu. Nihayet dudakları amıma kavuşmuş, diliyle klitorisime çok hafif dokunuyordu. Okadar ustaydı ki, bacaklarım açıldıkça açılmış, bale dansçısı gibi ayırmıştım onları. Kendimden geçmek üzereydim, iki elimle başını anlamış, bazen bastırıp bazen sürüklüyor, orgazmlarıma destek oluyordum. O bölgeden yalayarak göbeğime, sonradan memelerime gelip, susamış bebek gibi onları avuçlayıp, hoyratça emmeye başladı. Uçlarını ısırıp, acıyla zevk arasında oyunlar yapıyordu süt beyaz diri göğüslerime. Dekoltemden çıkıp boynuma, boğazıma yapışmış, derimi yalarken, benim içimde fırtınalar kopmuştu…
Kendimi zevk su baskınına kaptırmış gidiyorken, birden amcığımın içine kalın sikinin hiç zorlanmadan oturduğunu hissettim. Artık akıntıya kapılmış, şelaleye doğru çekiliyordum. Bu dakikadan sonra seks ve sevişmek benim için yeni bir defter acmıştı hayatımda. Hıdır ağabey sikini köküne kadar içime sokmuş, bir süre böyle durduktan sonra, sürükleyip geri gömmüştü. Şimdi gelip giderken, “Harikasın Necla hanım, daracıksın, çok mutlu ettin beni!” deyip, güzel lafları bir yandan, amıma vuruşları öteki yandan, zincirleme orgazmlar yaratıyordu bende. Takribî 9-10 dakika beni böyle sikti…
Sonra birden değişmeye başladı, sanki Hıdır ağabey deminki narin ince ruhunu terketmiş, gittikce barbarlaşıyordu. Hoyratca amıma çarparken, benden de tepki gelmeyince dahada barbarlaşıyor, buda bana ayrı bir zevk veriyordu. Kullandığı kelimeler argolaşmış, ikimizi de olağanüstü senaryolara çekiyordu. “Yarrağım amında Necla, güzeline gidiyormu?”. “Gidiyor ağabey, sok amıma, sok, sertçe sok!”. “Vay kaltak vaay! Demin utanırken şimdi yarrağım yetmez oldu haa?”. “Ohhhh, ahhhh, ağabey harika yarrağın var, vur amıma, kudurt kaltak Neclanı!”. “Al ozaman kaltak karı! Ayır amını, amına soktuğumun orospusu!”. “Öyle deme ağabey…”. “Sus orospu! Orospu! Orospu! Orospu! Sen alçak bir orospusun! Utanmıyor musun dostunun kocadene amını dayamaya?”. “Utanmıyorum lan pezevenk! Senin o Filiz sınan orospu karın istedi, ben de açtım amımı! Kapa çeneni de, amıma geçir pezevenk!”. “Geçiriyorum lan orospu, senin pezevengin olacam, satacam seni, siktirecem herkese, kaltak karı, alçak fahişe seni!”. “Oohhh geçir koçum! Offf offff, sok, sok, daha süratli, fışkırt içime, döllendir beni!”…
Ve ikimiz de çığlık atarak aynı anda boşaldık. Hıdır ağabey üstümde yığılıp kaldı. İkimiz de bitmiştik. 2 dakika sonra, “Neclacığım, hoşum, umarım demin söylediklerimden dolayı bana kızmadın?” dedi. Tebessümerek, “Yok ağabey, neden kızayım? Bana hiç yaşamadığım harika şeyler yaşattın, demek ki benim de içimde orospuluk uyuyormuş!” dedim, gülüştük. Doğrulup yatakta oturduk. Hıdır ağabey bana sarılıp uzun süre saçımı okşadı. Sonra kalkıp ıslak mendille azıcık arınılıp giyindim. Hıdır ağabeye sarılırken baki minnettardım ona. O sırada Filiz abla kapıyı tıklatıp, müsade isteyip içeri geldi. Hemen koşup ona da sarıldım, “İyi ki varsın ablacığım, seni çok hoşlanıyorum!” deyip, muhteşem çifti başbaşa bıraktım.