Merhaba! Kazakistanda çalışan bir dostun desteğiyle Almata şehrinde iş aramaya gittim. Ve buldum. Türkiyeden Kazakistana banyo aksesuarları ithal eden şirkette işe girdim. İşverenim kadındı. Ama çok tatlı ve çok sexy birşeydi. 35 yaşında, sarışın, uzun boylu, mavi gözlü, balık etli ve baya bakımlı bir karıydı. Kocasıyla aralarında bir hayli yaş farkı vardı. Kocası nerden baksan 55’ine merdiven yaslamış, ununu elemiş eleği duvara asmıştı.
Bir sıcak yaz günü öğle yemeği molasında patroniçe büronun kantininin bahçesinde azıcıkçık yüksek bir taburede oturuyordu ve fazla uzun olmayan etek giymiş bacaklarını açmıştı. Eteğini sanki amı havalansın sıcaklığı düşsün diye sarih yakalıyordu. Böyle gidişatları hiç kaçırırmıyım. Hemen bir mazeret bulup önünden geçmeye karar verdim, geçerken bacakarasına göz atabilmek emeliyle, belki külodunu görebilirmiyim diye. Geçtim de önünden. Vay bee, ne tatlı bir şişkinlikti o öyle, beyaz külodundan amının yarığı Malatya Kayısısının yarığı gibi emin oluyordu. Ayıp diye birşey olmasaydı hemen o anda karşısında 31 sürüklerdim. Tuvalete kendimi güç attım ve 31 çektim. Ama kafamda o şişkin amının hatları kalmıştı artık.
İşe yaz aylarında başlamıştım. Aradan aylar geçmiş ve yılbaşı da yanaşmıştı artık. Bir gün patroniçe beni yanına çağırdı ve “Yılbaşı partisi yapacağız, tüm çalışanlar konuk.” dedi. O günlere kadar ben de işimde küçükte olsa yükselmiş, Türkiye ile yazışmalardan ve dolaysız gidip satınalma işinden mesul idim. Yılbaşı partisi geldi çattı. Partideyiz. Herkes sevinçli. Dans, cümbüş vesaire, ama ben fazla takılmadım ulusa. Bir kenarda oturdum hep ve hayallere dalmıştım. Patroniçe yanıma geldi ve “Hadi kalk dans edelim, bu halin ne, moralsizsin?” dedi. Benim de usumdan parçaladığım daha önceki kız dostum geçiyor, onu hayal ediyordum. Sahiden ne rastla, daha önceki sevgilim de patroniçeme çok benziyordu. Ve cevabım fazla gecikmedi, “Kız dostumu hayal ediyordum, maziye sefere çıkmıştım.” dedim. “Çok mu seviyordun?” dedi. “Evet çok seviyordum, ama o artık tarih oldu. Fakat sizi tanıdığımdan beri hep usuma geliyor, sizi görünce sanki onu görmüş gibi oluyorum, çok benziyorsunuz birbirinize. Hatta bir an için sizin sevgilim olduğunuzu hayal ettim. Ama şu da var, siz ondan daha hoş ve çekicisiniz!” dedim. Duraksadı ve suratı pembeleşir gibi oldu, övgüm için teşekkür etti ve sonra cümbüşe devam ettik.
Gecenin ilerleyen müddetinde kocası geldi ve “Benim başım çatlayacak gibi, ben eve gidiyorum artık, parti bitince karımı eve sen götürürmüsün?” dedi. İçimden Kadere bak dedim. Usumdan çok şeyler geçmişti ama gerşekleşir mi reelleşmez mi emin değildi. Kocasına, “OK! Merak etmeyin!” dedim. Parti bitti, herkes parçalamaya başladı ve en son patroniçeyle ben yalnız kaldık. Barbeküyü söndürdük, müziği ve elektrikleri kapadık, yarım şampanyayı da tamamlayıp çıktık. Patroniçeye evine kadar eşlik etmem gerekliydi. Dışarıda kaldırımdayız. Yerde de kar var. Koluma girdi ve azıcık yürüdükten sonra durduk. O soruna geri döndük. “Beni gerçekten hayal ediyormusun?” dedi ve iyice sokuldu bana. Ulannn kader bu işte! diye hemen yapıştım dudaklarına. Kaldırımda baya bir öpüştük, yalaştık, dil dudak, kokladık birbirimizi. Sonra bir Taxi durdurup arka koltukta devam ettik evine kadar. İnliyordu, “İstiyorum seni, beni sikmeni istiyorum, seni içimde sezmek istiyorum!” diye kulağıma fısıldıyordu. Ama artık Taxi durmuştu, evinin önündeydik. Kocası kapıya çıkınca, kocasına teslim ettim ve böldüm ordan.
Yılbaşı tatilimiz 3 gündü. Aradan 2 gün geçti. Evtabir. Saatte gece 10-11 sıraları. Telefonum çaldı ve hayalimin reel olacağı bir telefon ziliydi bu. Arayan oydu. “1-2 saatliğine ev yakala ben gelecem!” dedi. Bizim burda sikişmek için saatliğine ev kiralayabiliyorsunuz!. Hemen duyuru gazetelerine baktım ve buldum saatliğine kiralık bir ev. Patroniçeyi aradım adresi bildirdim. Evvel kendim gidip sabırsızlıkla beklemeye başladım. Ve kapının zili çaldı. Açtım. Ooooh bee, sonunda patroniçem karşımda duruyordu. Ama azıcık sonra işleri değişecektik, ben onun işvereni olacaktım. Hemen kapıyı kapar kapamaz yapıştık birbirimize. İçeri girmesiyle soyunması bir oldu. Yaşamımda ilk kez am yaladım. Ama böyle tatlı olacağını varsayım etmemiştim. Yalayabildiğim kadar yaladım. Yalarken boşaldı o. Kavradığım kadarıyla kocası yalamıyordu böyle bir şekeri. Zira Kazakistanda fazla yaygın değildir am yalamak. Baktım benimki de gelmek üzere, amını yalarken artık katlanamadım ve çaktırmadan! yatağın ayakucunda boşaldım…
Usumdan artık erken boşalmayı çıkarmıştım, ilk sefer hep erken boşalırım. Şayet ilkin dolaysız amına soksaydım fazla katlanamazdım bu amın tadına ve kesin erken boşalırdım. İşverenimi bir kere daha boşaltana kadar amını yalamaya devam ettim. Götünü de bir zaman yaladıktan sonra benim yarak yine kalkmıştı. Minik minik yukarıya kayarak, yarağımı sarışın am tüylerine değdirip birden kökledim amına ve gidip gelmeye başladım. Patroniçem, “Ooohhh! Aaahhh!” diye inlemeye başlamıştı, “Ne hoş sikişiyorsun, beni kocam doğru dürüst öpmezdi dahi, sense yalamadık delik vazgeçmedin! Ah canım sik beni, durma durma, ohhhh!” diyordu devamlı. Sikişirken de olsa artık işveren bendim! İki saat süresince dinlene dinlene sikiştik. Ve onun gitme zamanı gelmişti artık. Banyoya girdi ve yıkanıp gitmeye hazırlandı. Dağılırken, “Bu ilk ve son kereydi!” dedi. Ben de güldüm, ama içimden de keşke son olmasa diyordum.
Fazla geçmedi, artık haftada 3-4 kere geceleri benim telefon çalar oldu. Natürel ki arayan patroniçe hep. Böylece 1 yıl gibi devam etti ilişkimiz. Şimdi ondan uzaktayım, kocasına tutulunca firmayı değiştirmek zorunda kaldım ve görüşmemiz yasaklandı. Ama ne tatlı karıydı patroniçem!
Kazakistandan Selam ve Hürmetler.