Hayatımın hikayesini okuyacak olan tüm beylere ve bayanlara merhaba. İffetli ve eşini seven bir bayan olarak nasıl yoldan çıktığımı, kendimi, herşeyimi anlatacağım sizlere. Adım Leyla. 25 yaşında, 5 senelik evliyim. Aslen Anadolunun bir köyündenim. Emekçi bir ailenin kızı olarak çeper güç Liseye kadar okudum. Üniversiteye gidemedim. Etrafımdaki en hoş, en dikkat çekici kız olduğum için babam ve ağabeylerim “Seni biran evvel evlendirelim, başımız belaya girmesin!” diyerek, köyden bir komşumuzun İstanbulda çalışan oğluyla, görücü usulüyle evlendirildim. Evlendiğimde 20 yaşındaydım. Kocam benden 10 yaş büyük, dünya iyisi bir insandır, İstanbulda bir konfeksiyon atölyesinde Ramoyözcü olarak çalışıyordu. Bana hep, “Senin gibi hoş bir kızı ancak düşlerimde görürdüm, benimle evlendiğin için sağol Leylam!” deyip dururdu. Hatta “Gel vazgeçtiğin tahsilini devam ettir, ben sana destek olurum!” diyerek hep bana destek olmuştur.
Kocam evini hiç bakımsızlık etmez. Alkolü ve kumarı da olmayan kocamın, ne yazık ki işleri hiç yolunda gitmezdi. Konfeksiyon piyasası makûs olduğundan, bir hafta çalışsa, iki hafta konutta otururdu. Bu vaziyet birkaç sene devam etti. Düğünde takılan takılar bitmiş, bakkala kasaba ve manava borç yığılmıştı. Evsahibimiz ödenmeyen kiralardan, “Artık çıkın!” diyor, kocam elden aldığı borçları ödeyemediği için, Kahveye çay içmeye dahi çıkamıyordu. Ailelerimiz de fukaraydı, 3 kuruş destekleri olmuyordu. Kocama kaç kere, “Vazgeç çalışayım!” dediysemde bana, “Hayır karıcım, çok hoşsun sana kıyamam!” deyip erteliyordu. Güç ve zahmetli günlerde hoşluk para etmiyordu malesef. O gizemeler üst kat komşumuz Kezban abla bana hep, “Kızım bak güç vaziyettesiniz, ne olacak bu haliniz, parasızlıktan harapsınız, ben konuşayım kocanla, sana bir iş bulalım!” diyerek çeper güç kocamı ikna etti. Kezban teyze kocama, “Kızım Oya’nın çalıştığı muhasebe ofisinde hep personel arıyorlar, yolu yemeği ve sigortası var, gel he de, Leyla çalışsın. Hem işverenleri kadın, çok iyi insan, iyi de ücret veriyor!” deyince Kocam boynunu bükerek, “Peki!” dedi.
Kezban teyzenin kızı Oya kendi halinde suskun bir kızdı, aynı yaştaydık, oldukça hoştu, çok talibi vardı ama hiçbirini istemiyordu, semtten kimseyle görüşmezdi. Kezban teyzelerin gidişatı da pek iyi olmamasına karşın, her ay konutlarına yeni bir şey alırlar, Oya nın çantasında hep tomarla para olurdu. İlk evvel Oya beni işyerine götürmek istemedi, “Bugün işveren yok.” gibi gerekçeler uydurdu. Sonra birgün konutta Kocamla otururken, Kezban teyze zili çalıp, “Kısmet ayağınıza geldi, Oya işverenine senden bahsetmiş, Türkan hanım otomobiliyle seni görmeye gelmiş, bizdeler, al kocanı gel!” dedi. Kocamı afallamıştık, işveren ayağımıza kadar gelmişti. Dünyada ne iyi insanlar var deyip koşarak yukarıya çıktık. Apartmanın girişinde şöförlü son model bir araba duruyordu. Kezban teyzelere girince, havalı mı havalı, 40’lı yaşlarda işveren Türkan hanımı gördük. Çok cana yakın, çok içten bir insan olarak karşıladı bizi. Çok ta sarih sözlüydü, “Leylacım, Oya nın bahsettiğinden çok çok daha hoş çıktın, kocan çekememekte haklı. Ama biz muhasebe işi yapıyoruz ve hep bayan bayana çalışıyoruz. Sen de Lise mezunuymuşsun, işi ivedi bilirsin. Sana giderlerin haricinde başlangıç olarak 2.000 TL aylık verecem, memnun kalırsam zam da yaparım.” dedi.
Kocamla inanamamıştık. Bu parayı Kocam 3 ayda kazanamıyordu. Ayrıca Türkan hanım, “Al sana 5.000 TL avans, durumunuzu öğreniyorum, borçlarınızı ödeyin. Ücretinden 250 TL her ay keserim!” deyince, kocam Türkan hanımın ellerine kapanıp, “Sağol ablacım!” diyerek çok mutlu olmuştu. Türkan hanımsa kocama, “Kalk kalk, ehemmiyetli değil! Ancak bir şartım var, benimle çalışan bayan muhasebecilerin nerdeyse tamamı evli, hepsinin de kocaları çok kıskanç, o surattan bir karar aldım, kimsenin kocası işyerini gelip ziyaret etmiyor, sen de gelmeyeceksin, hatta alıcılarla dahi yalnızca ben ilgilenirim, iffete çok umursarım, ona göre!” dedi. Kocam da, “Aman ablam, muhitinize dahi uğramam, Leylam size emanet!” dedi. Ordan ayrılıp konutumuza vardığımızda kocam bana, “Helal kadına! Heeyt beee, tüm borçları kapatacağız, çok mutluyum, sen de iffetli bir yerde çalışacaksın, kadın sanatkâr gibi havalı, ama nekadar iffetli! Oh ya, oh ya!” diye sevinçten kudurmuştu.
Ertesi gün Oya sabah 9’da beni konuttan aldı, Mecidiyeköye gitmek için yola çıktık. Ben bütün Minibüse el etmişken, Oya, “Saçmalama!” deyip Taksi çevirdi ve bana, “Merek etme işveren veriyor, her gün Taksiyle gidip geleceğiz!” dedi. Ablavutlaşmıştım ama renk vermedim. Mecidiyeköye gelince büyük bir binanın önünde durduk. Asansörle dükkanına çıktık. İçeri girince gözlerime inanamadım! Yarı üryan bir sürü kadın ve bir sürü erkek ortalarda gezişiyordu, çevre uygunsuz fotoğraflarla doluydu! Afallamışlığım geçmeden hemen Oya beni Türkan hanımın odasına soktu. Türkan hanım, “Güzel geldin Köylügüzelim!” diye tebessümmeyle karşıladı. Yeniden içtendi, ama korkmuştum. Bana, “Gel gel otur, şimdi hakikatleri konuşalım! Oya 3 yıldır benim yanımda, ailesi onu muhasebeci olarak öğreniyor, bana senden bahsetti, sen gerçekten çok hoş, elllenmemiş bir çiçeksin, biz burda masaj salonu işletiyoruz, bir sürü zengin alıcımız var, masaj başına 100 TL alıyoruz, bunun 25 TL’si zati direk senin!” dedi.
Türkan hanım sual sormama, soluk almama dahi fırsat vermiyor, konuşmasına devam ediyor, hayalini dahi kuramayacağım paralardan bahsediyordu. “Bak Leylacım…” diye devam etti, “Günde en az 10 masaj yaparsın, tabi bu standart elle yapılan 31 sürükletme masaj maliyeti. Sakso, başka bir deyişle adamın sikini ağzına gevşetirsen, maliyet 2 katına çıkıyor, senin hakkında 50 TL’ye. Bir de amına götüne sokturur, adamın sikini rahatlatırsan 400 TL, başka bir deyişle sana bir suratlık. Düşün, günde 1.000 TL kazanabilirsin! Heee, bir de çek muameleni, el masajını da, al taşakları yala, ne öğreneyim, sakso çalarken bağışlama, ısır, öp siki, yut dölü spermi, kucakta zıplarken inle, cilve yap, içine patlattır, bak ne ekstra bahşişler alırsın, onların hepsi senin!” dedi. Şok olmuştum, dinlediklerime inanamdaım, “Türkan hanım ne diyorsunuz? Ben bunları nasıl yaparım? Kocamdan başka el dokunmadı elime, hatta onun sikini dahi görmedim, hep karanlıkta seviştik. Kocamı çok beğeniyorum, nasıl yaparım? Netlikle olmaz, hayatta yapamam!” deyince, Türkan hanımın o melek gibi suratı reeldi ve “Tamam o zaman, çalışmayacaksan aldığın avansı geri getir!” dedi.
Oya hemen devreye girip, “Ben bir konuşayım!” deyince, Türkan hanım odadan çıktı. Oya, “Bak Leylacım, kocanın vaziyeti ortada zati, aldığın avas yerini buldu, parayı geri de veremezsin, bu işte çok para var, benim ailemden habersiz 2 dairem, bankada da param var, kocanın hiç haberi olmaz, hem sen benden 2 kat hoşsun, çılgın gibi paran olur!” dedi. “Peki, kocama bu paranın hesabını nasıl verecem?” dedim. Oya da bana, “Saf olma, söylemezsin! İşi bırakmaya karar verince, ‘Piyongo çıktı, Kazı-Kazan oynadıydım’ der, kocanı aldatırsın!” dedi dedi. O an kocamın, “Heyt bee! Oh ya!” diye sürüklediği sevinç haykırması usuma geldi, çok iyi bir eşti, varsın muhasebeci öğrensin beni diye düşündüm. Zati borcunu ödeyemediğimiz Bakkal, Manav, Evsahibi zili çalıp imalı imalı konuşuyordu, 1 kilo domatese, 3 kuruşluk evin kirasına hoşluğumu sömürteceğime, zengin varlıklı adamların siklerine gevşetir, birsürü para kazanırım diye düşündüm. “Tamam!” dedim Oya’ya, “Fakat bu işler nasıl yapılır, öğrenmiyorum. Nasıl bileceğim?” dedim.
Oya gülerek, “Meraklanma, gel, bizim getir götür işleri yapan Nevzat diye Büro Boy’umuz var, mevzu mankeni olarak onu kullanırsın!” dedi. Nevzat 18 yaşında iyi bir çocuktu, ailesine bakıyordu, getir götür işleri alıcılara alkol servisi gibi işler yapıyordu, bahsişlerle geçiniyordu. Bana, “Leyla abla çok hoşmuşsun, beni istediğin gibi kullan, üstümde antreman yapabilirsin!” diyerek, boş bir masaj odasında çalışmaya başladık. 1 hafta süresince Oya’nın da dayanaklarıyla, sik nasıl yakalanır, nasıl 31 çekilir, saksonun incelikleri, sırt üstü uyuyan erkeğe am göt nasıl verilir’i, Nevzat’ın sikini bildim. Güzel bir çocuktu, gerçi işimiz bitince 3 gün işe gelemedi ama. Eee, her gün 6-7 posta telef oldu. Nevzat’a, “Söz sana sağlam bahşiş çıkartacağım!” diye teşekkür ettim.
Türkan hanım çok mutluydu, “Seni gören erkekler, Kim bu hoş, ne zaman siki yakalatacağız eline? diye soruyorlar. İdman yapıyor diyorum. Hepsi seni bekliyor!” dedi. Oya ise, “Alıştın mı?” diye sordu. “Oya’cım alıştım, Nevzat’la iyi hazırlandım, ilk başlarda sperm yutmadım, ama Nevzat ‘Yut abla sağlam bahşiş alırsın!’ deyince, Nevzat’ınkini yuttum. Daha tadına pek alışamadım, ayrıca götten hiç sikilmemiştim, Nevzat, ‘Abla nasıl olsa sikecekler, alıcıya hayır denmez, gel ilk bana siktir, alış!’ dedi.” deyince, Oya da, “Hayatım bir sürü erkeğin boy boy siklerinden çıkacak spermler yutacaksın, hepsinin ayrı ayrı lezzetleri var, ayrıca götün de alışacak, hatta bazı büyük sikleri görünce dayanamayıp sen kendiliğinden götünde kaybedeceksin, hele amın sikile sikile zevkten kuduracaksın, bak görürsün!” dedi.
Bu sözlerin üzerinden 2 seneden fazla zaman geçti! Bu zaman zarfında kaç sik elledim, kaç sike 31 sürüklettim, kaç kilo döl yuttum, götüme patlayan, amımın içini yıkayan, suratıma attıran yarrakların sayısı, bana 3 daire ve yüklü banka hesabı yaptı. Perişan kocam beni hali hazırda muhasebeci öğreniyor, ücretim 3.000 TL oldu öğreniyor, seviniyor esrarengizim. Hatta kocama bir Doğan SLX araba aldım, çok kazandığımı öğrenmesin diye. Reelinde hiç zorlanmadan bir BMW veya Mercedes dahi alırdım. Bazen kocama aslı söyleyim diyorum, sonra intihar eder diye korkuyorum. Her gün sikleri, “Canıımm attır ağzıma, hadi bitanem yıka götümü, fışşkırt, ohhh amımı tamamladın, boşall aşkımm, boşal da ikinci postayı da at!” diye gevşetirken, kocamla hali hazırda karanlıkta sevişiyorum. Kocam bir seferinde, “Vaziyetimiz düzeldi, zati masabaşında oturduğun yerde çalışıyorsun, artık çocuk yapalım.” dedi. “Olmaz hayatım, Türkan hanım kızıyor, performansınız düşer, muhasebe hesap kitap işi, dikkatli olmak gerekli diyor!” deyince, kocam da, “Türkan hanımın bize yaptığını anamız babamız yapmadı, haklı kadın, çocuk işini erteleyelim!” diyerek çocuk yapma fikrini bıraktı…
Son olarak, ‘Kaymakgibi Sikilen Amlar’ Sitesiyle nasıl tanıştım: Bir gün çok zengin bir alıcımın evine ‘Özel Masaja’ gittim. Muameleye başlamadan evvel, alıcım, “Gel bak sana neler okutacağım!” diyerek bu siteyi gösterdi. Alıcımla beraber buradaki hikayelerin çoğunu okuduk. Bana, “Ara gizeme oku, hatta kimseye anlatamayacağın şeyler varsa, samimice burdan duyur!” demişti. Ben de okuduğunuz gibi, başıma gelen, içimi yiyip tamamlayan şeyleri samimice, palavrasız dolansız anlattım. Reelinde sizler şunu diyebilirsiniz: “Leylacım artık vazgeç bu işi, iyi kazanmışsın, bu paralar sana yeter. Kocana da, ‘Parayı Piyango’dan kazandım!’ de!” diyebilirsiniz. Evet, erkek okuyucular böyle düşünebilir. Amaaa olay yalnızca bol para değil, şu diyeceğimi ancak benim gidişatımdaki kadınlar anlar: Başka erkeklerin sikini tadan, kendini hoyratça siktiren her kadın kopamaz bu hayattan, hep kandırmak ister, her çiçekten bal alan arı gibi her sikten döl almak ister. İnanın yarraklar ağzımdayken kendimden geçiyorum, spermin tadına bayılıyorum. Spermin değerini çok iyi biliyorum, damlasını ziyan etmem! Amıma giren boy boy siklerin akıttığı döller içimi eritiyor. Hele götümümün içindeki siklere usanmadan bıkmadan veriyorum, en dibine kadar üstüne oturuyorum!
Hoşluğumu kullanan tüm alıcılarımın sikleri sağolsun. Hepinizin siklerine kuduruyorum!