Selamlar, ben Dr. Hasan, 42 Y., Antalya. İşim icabı bundan 6 – 7 yıl evvel tayinim Ispartaya çıktı. Ispartayı istememdeki emel Antalyaya yakın olmasındandı. Antalyada oldukça fazla eş arkadaş akraba mevcuttu. En azından haftasonları Antalyaya rahatlıkla kaçabiliyordum. Ispartaya tayin olduktan sonra muayenehane açmaya karar verdim. Bir de Sekreter gerekli olacaktı, sağa sola, iyi makûs tıbbi bilgisi olan, diksiyonu düzgün, prezentable, en az Lise mezunu bir bayan personel aradığımı söyledim. Bir haftaya kalmadan 2 – 3 müracaat oldu. Ama hiç biri aradığım kalitelere haiz değidi. 2. haftanın sonunda, akşama doğru, 17 yaşında bana göre çocuk yaşta sayılacak, daha yeni mezun, uzun boylu, yeşil gözlü bir kız, iş başvuruyu için geldi. Gerçketen tıbbi bilgisi iyiydi, diksiyonu da fena değildi. Çalışacağı fiyatta anlaştık ve ertesi gün işe başladı. Kızın ismi Derya idi.
Muayenehane iyi çalışıyordu, hasta gidişatımız fena değildi. Bazen bir kaç küçük tefek incelemeleri filan da muayenehanede yapıyorduk. Daha doğrusu Derya’ya öğretmiştim, o yapıyordu. Derya’ya hiç akdikeni gözle bakmamıştım, çünkü yaş olarak bana pek hitap etmiyordu. Aradan yaklaşık Yedi ay geçti. Bu arada hasta muayeneleri sırasında Derya da kesintisiz yanımda bulunuyor, küçük tefek şeylerde yardımcı oluyordu. Fakat zamanla kızın bana olan alakasının çoğaldığını hissetmeye başladım. Kız dikkatimi sürüklemek için, özellikle derin dekolteler giyiyor, bluzunun veya gömleğinin üstünden resmen göğüslerini sergiliyordu. Bazen de önümde duruyor, ardı resmen önüme dayıyordu. Tabi ben pek oralı olmuyor, yanlışlıkla olmuş gibi davranıyordum. Bir zaman daha bu biçimde çalışmaya devam ettik.
Bir ablasının hafta sonu Antalya’da doğum yapacağını, babasının ve annesinin de orda olduğunu, Antalya’ya giderken onu da götürüp götüremeyeceğimi sordu. Ben de kızım yaşında çalışanımı götürmekte hiç bir mahzur olamayacağını düşündüğümden, “Tabi ki götürebilirim.” dedim. Yolda otomobilim problem çıkardı, birkaç defa stop etti, fakat azıcık marşa tazyike tekerrür çalıştı. Benzinliğin birinde otomobilden anlayan bir emekçi baktı otomobilime ve bir iki gün içerisinde bir tamirhaneye göstermemi tavsiye etti. Uzatmayayım, dura kalka, gayet dürüst bir civarda Antalya’ya vardık. Ayıp olmasın diye doğum evine bende gittim, ablasını ziyaret ettik, vaziyeti gayet iyi idi. Fakat babası ve annesi geri Ispartaya dönmüşlerdi. Derya bana, “Ben de bu akşam Ispartaya dönmeliyim.” deyince, aslında Antalya’da kalmayı düşündüğüm halde, zorunlu olarak onu tekerrür geri Ispartaya getirdim.
Konutları ilçede olduğundan ve zaman epeyce geç olduğundan ilçeye araba bulamadık. Benim aracımında Ispartada ruhunu teslim etmesiyle, kızı ilçeye evine vazgeçemedim. Otele göndermeye de gönlüm razı gelmedi, zorunlu olarak bana davet ettim. Kız büyük bir neşeyle kabul etti. Benim eve giderken, içimden de, Hasan ne yaptığının farkındamısın? geçiriyordum. Neyse, eve geldiğimizde saat 24:00 olmuştu. Oldukça yorgundum, hafta sonu cümbüşümden uzak kalmıştım ve bir damla dahi içki içememiştim. Derya’ya, “Kendini evindeymiş gibi hisset.” deyip, ben duşa girdim. Su bayağı iyi gelmişti, kendime gelmiştim. Belime bir havluyu dolayıp çıktığımda Derya ayakta bekliyordu. Gözünü benden hiç ayırmıyordu, kaslı göğüslerime, bacaklarıma ve havlunun altından belirli olan hafif kalkmış sikime pür dikkat bakıyordu. Benim baktığımı görünce utandı, ve bakışlarını kaçırdı…
İsterse kendisinin de duş alabileceğini söyledim. “İyi olur.” deyince, duştan sonra üstüne giymesi için benim bir gömleğimi verdim, duşa girdi. Ben de dolaptan Wiski’mi aldım, TV’de de Slow klipler oynatan bir kanalı açtım ve Bilgisayarımın başına geçtim ve Deryanın çıkmasını bekledim. Ona yatacağı yeri gösterecektim ve kendim de uyumaya gidecektim. Aradan bir saat geçmesine karşın, Derya hali hazırda duştan çıkmamıştı. Bu arada bende Wiski şişesini kasvetten yarılamıştım, içimden Derya’ya bildiğim tüm küfürleri ediyordum, duştan çıkmadı diye. Bir vakit daha çıkmayınca merak ettim ne oluyor diye ve gidip kapıdan seslendim. “Hasan bey birşeyim yok, suyu çok severim, özür dilerim, hemen çıkıyorum.” dedi. Tekerrür salona geldim oturdum, yavaş yavaş uyku basmaya başlamıştı. Sonunda Derya, “Hasan bey tekerrür özür dilerim…” diyerek kapıda belirdi…
“Ehemmiyetli değil…” diyerek kafamı çevirdim ki, o neydi Yaradanım! O minik kız çocuğu gitmiş, yerine muhteşem sexi bir kadın gelmişti! Benim gömleğim sanki ona mini bir giysi olmuştu. İnce uzun bacakları, dimdik göğüsleri ve ıslak saçı usumu başımdan almıştı. Üryan uyumayı beğendiğim için ve nasıl olsa hemen yatmaya gideceğim diye, hali hazırda belime sardığım havluyla duruyordum. Kızı öyle görünce sikim hemen ayaklandı tabi. Gözlerimi memelerinden ve bacaklarından alamıyordum. Bir an kendime geldim ve kendimden utandım. “Saatler olsun! Otursana, bir şeyler içermisin?” dedim. “Siz ne içiyorsanız bende aynısından alayım Hasan bey.” dedi. Ona da bir duble Wiski doldurmak için kalktım. Kalkmaz olaydım, içkiden ve yorgunluktan havlum düştü. Tam süratimle havlumu yerden alıp tekerrür belime doladım. Ama birkaç saniyeliğine de olsa sikim tam azametiyle görünmüştü.
O anda Derya’yla göz göze geldik. Kızın gözleri yuvalarından çıkacak gibiydi, bana yiyecekmiş gibi bakıyordu. Utancımdan, yüzüne daha fazla bakmadan doğru mutfağa yöneldim. Kız da hemen peşimden mutfağa geldi, “Hasan bey Wiski’nin yanına azıcık meyva doğrayayım.” dedi. “Meyvalar Buzdolabında, en allta.” dedim. Derya Buzdolabının kapağını açıp, meyve çıkarmak için eğildi. Altında külot olmadığını o an farkettim! Düzgün bacakları, pırıl pırıl amı, ufacık bir göt deliği vardı. Delirmek üzereydim, minik orospu tam değer miktarlarımı alt üst etmişti! Gayri ihtiyari bende dolaptan buz alıyormuşum gibi yapıp götüne yavaşça değdirdim. Hiç sesi çıkmıyordu. Bir cinsli işi de bitmiyordu. Tabi ben de buz alma işini uzattıkça uzatıyordum. Sikim resmen kızın götüne iyice dayanmıştı. Tüm istemimi toplayarak, ‘Lanet olsun şeytana!’ deyip, iki parça buz alıp salona geçtim.
Sikim resmen kazık gibi olmuştu. Kızı sikip sikmeme mevzusunda bütün bir iç çatışması yaşıyordum. Kız 17 yaşındaydı, bana göre daha çocuk sayılırdı, üstelik yanımda çalışıyordu. Ama bir taraftan da kızın muhteşem bedeni, istekli dudakları, o düzgün amı, ufacık göt deliği beni cezbediyordu. Bu karmaşık duygular içindeyken, Derya meyva tabağı ile içeriye girdi. Tabağı sehpaya koyup, geçti bütün karşımda oturdu ve resmen bacaklarını açıp bana amını göstermeye başladı. Bir taraftan bana bakıyor, bir taraftanda alkolünü içiyordu. Aniden, “Hekim bey, bana dans etmeyi öğretirmisin?” diye sordu. Yalnızca, “Olur.” diyebildim. Bir anda ayakta kendimizi dans eder bulduk. Sikim resmen havlunun arasından çıkmış, kızın amına dayanmıştı. Hafif hafif dans ederken de kayganlaşan sulanan amının arasına sikimi sürtüyordum. Ondan sonra filim koptu zati! Dudaklarımız birbirine yapıştı. Kız dudaklarımı öpmüyor, sanki somuruyor, yiyiyordu…
Uzun bir vakit ateşli bir biçimde öpüştükten sonra, kollarımın arasından sıyrıldı, belimdeki havluyu çözdü ve önümde çömelerek, sikimi ağzına almaya çalıştı. Ama anca başını alabildi. Sikimi öyle bir yalıyor, öyle emiyordu ki, kırk yıllık orospular bu kadar kabiliyetli olamazdı. 3-4 dakikadan sonra dayanamdım patladım. Kızın ağzı yüzü burnu boynu ve göğüsleri meni içinde kaldı. Kız boşalmama aldırmadan sikimi yalamaya ve emmeye devam ediyordu. Sikim de bir cinsli inmiyordu. Birden kendimizi yatakodamda bulduk. Kız hemen sırtüstü uzanıp, beni üzerine çekti ve bacaklarını omuzuma attı. Zati kaygan olan amının suları ve döllerimle beraber sikimi götüne dayismi, kısık bir sesle, “Lütfen yavaş sok!” diyebildi. O daracık göte sikimin başını hafifçe soktum. Bir taraftanda dudaklarını öpüyor, göğüslerini yalıyor, ısrıyordum. Kız muhteşem zevke gelmişti, “Lütfen beni vazgeçme, kesintisiz beni sik! Ne olur vazgeçme beni, sana aşığım!” diyordu.
Ben de yavaş yavaş sikimin hepsini götüne sokmaya başladım. Kızın almakta çok zorlanıyordu, fakat benim katlanacak halim kalmamıştı. Tüm eforumla bastırdım sikimin tamamı götüne girmişti. Kız avazı çıktığınca bağırıyordu, fakat ben artık zevkten onun yakınmalarını dinleyecek vaziyette değildim, habire sikimi o darcık göte sokup çıkarıyordum. Kız her tarafıma tırnaklarını geçiriyor, tamamlamam için yalvarıyordu. Sikimi götünden yavaş yavaş geri çektim ve Klitorisi ile oynamaya başladım. Kız fazla zevk almaya başladığından götünü kasmayı vazgeçmişti, ben de daha yavaş sokup çıkarıyordum. Amı ile de oynadıkça zevkten çıldırıyordu. Ben de yine daha öncekisi gibi götüne gidip gelmeye başladım. Zevkten uçuyorduk. En sonunda ikimiz de sarsılarak boşaldık. Sikim götünde, kıza 66 pozisyonunda Kaşık pozisyonunda sarıldım ve öylece uyuduk…
Hoşçakalın.