Merhaba, ben Türkan, 38 yaşındayım ve gerçekten son derece hoş bir bayanım. Konutluyum ve Lise son sınıfa giden, 16 yaşında bir kızım var. Kocam daha öncekinden terziydi, sonra terzilikte iş kalmayınca muhtelif işlerde çalışmaya başladı. Kocamın dayısının damadı Sefer ağabey, kocama Adana’da bir iş buldu ve götürdü işe yerleştirdi. Kızım Selma’nın mektebi olduğu için biz Mersin’de kalmıştık. Kocam bizi Sefer ağabey’ye emanet etmişti. Sefer ağabey oldukça da zengin biri. Tam lüzumlarımızla o ilgileniyordu.
Bir gün, kızım Selma’nın mektepte olduğu bir zaman, Sefer ağabey eve geldi ve bir lüzumumuz olup olmadığını sordu. Ben de kendisini içeriye davet ettim, azıcık paraya lüzumumuz olduğunu söyleyip, kendisinden 20 TL istedim. O ise çıkardı 100 TL verdi ve “Hepsi kalsın. İstediğin gibi harca.” dedi. Parayı aldım, teşekkür ettim. Birer fincan kahve içmek için kendisini salona emret ettim. Sefer ağabey bir sigara yaktı, ben de kahve yapmak için mutfağa gittim. Kahveleri yapıp getirdim ve ikram edip karşısındaki divana oturdum. Karşılıklı kahveleri içerken, Sefer ağabey devamlı bacaklarıma bakıyordu. Bu da beni heyecanlandırıyordu ve ben de onun yarağından gözlerimi alamıyordum. Kahvelerimizi içtikten sonra, beni yanına, oturduğu üçlü koltuğa çağırdı. Gittim yanına oturdum. Sağ elini boynuma koydu ve beni okşamaya başladı. Bir yandan da çok hoş olduğumu söylüyordu. Bu sırada pantolonunun önüne baktığımda yarağının dikildiğini gördüm. Beni kendine doğru iyice çekti ve boynumdan öpmeye başladı, sol elimi de yakalayıp yarağının üstüne koydu ve sıkmamı istedi. Ben de öyle yaptım. Sefer ağabey de sol elini eteğimin altına sokarak, külotumun kenarından amcığımı okşuyordu.
Boynumu öpüp yalarken, kulağıma fısıldayarak, “Türkan, seni uzun zamandan beridir arzuluyorum. Seni hemen şimdi sikmek istiyorum!” deyince, “Ben de seni istiyorum Sefer ağabey.” dedim ve fermuarını indirip kemerinini çözdüm ve pantolonunu alt indirdim. Ardından külotunu da sıyırdım. Yarağı ortaya çıkmıştı. Fakat hem oldukça uzun hem de bileğim kadar kalındı. Sanki insan yarağı değil, bir at yarağıydı mübarek. Resmen korktum ve “Sefer ağabey, ben bunu alamam!” dedim. Bunun üzerine Sefer ağabey, “Bak bunu benim karı da alıyor, Meyrem de alıyor. Sen de alırsın. Sen yeter dediğinde ben daha ileri gitmem.” dedi. Meyrem kim diye soracak olursanız, Meyrem, Sefer ağabey’nin kayın biraderinin karısı. Zati bana Meyrem anlatmıştı, Sefer ağabey’nin kendisini siktiğini.
Bu arada tamamen soyunduk ve birbirimizi öpüp yalamaya başladık. Sonra Sefer ağabey amcığımı iyice yaladı, sulandırdı. Ben de Sefer ağabey’nin yarağını ağzıma almak istedim ama sığmıyordu. Yalnızca dilimle yalıyordum. Sefer ağabey, iyice sulanmış olan amcığımı bir de tükürükle nemlendirdikten sonra yarağını sokmaya çalıştı, fakat girmiyordu. Tekerrür amcığımın iki dudağını eliyle yanlara açarak, yarağının kafasını yavaş yavaş sokmaya başladı. İleri geri yaparak ve her keresinde azıcık daha ilerleyerek, alıştıra alıştıra sonunda hepsini köklemeye başladı. Sanki içime bir soba odunu girmişti. Amcığıma girip çıkması sürdükçe ben de iyice alıştım ve zevkten çılgına döndüm. Her kökleyişinde sanki midem ağzıma geliyordu. Fakat içimden çıkmasını da istemiyordum. Amcığım, kocamınkinin iki katı büyüklüğündeki Sefer ağabey’nin yarağını iyice sarmıştı. Ben boşalıyordum ama Sefer ağabey boşalmıyordu. Artık kaç kere orgazm olduğumu öğrenmiyorum. Fakat o aynı sertlikte sikmeye devam ediyordu. Resmen zevkten deliriyordum. Meğerse Sefer ağabey çok geç boşalırmış. Oysa kocam, daha o ufacık sikini içime sokar sokmaz bir iki ileri geri yaparken, ben daha zevk almaya dahi başlamadan boşalırdı. Sefer ağabeyin de öyle boşalacağını sanmıştım.
Sefer ağabey’ye, “Azıcıktan kızım mektepten kazanç. Lütfen artık boşal, bugünlük yeter. Bunun yarını da var.” dedim. Sefer ağabey “Tamam hoşum!” deyip, iyice süratlenmeye başladı. Ben tekerrür boşalırken, bir saatten fazla sürmüş olan sikişten sonra nihayet Sefer ağabey de boşaldı ve içimi doldurdu. Yarağını içimden çıkardığı halde aynı kocamanlıktaydı. Yarağını içime ilk sokarken çok zorlanmama karşın sonradan gerçekten çok zevk aldım. Reelinde Sefer ağabey’nin gitmesini hiç istemiyordum. O geceyi Sefer ağabey ile geçirmek istiyordum. Ona, “Akşam yemekten sonra tekerrür gel. Kızım yattıktan sonra sabaha kadar beraber olabiliriz.” dedim. Sefer ağabey de, “Benim karıyı atlatabilirsem kazancım!” dedi ve giyinip gitti. Konutta karısına Bir dost hasta olmuş ben sağlık kurumuna gidiyorum, yanında refakatçı olarak kalacağım bu gece! demiş. Akşam saat 19:45 gibi tekerrür geldi.
Sefer ağabey azıcık kızım Selma’nın dersleriyle ilgilendi. Kendisi hoca olduğu için, onun ödevlerini yapmasına takviye etti. Ben de Sefer ağabeyin bütün yanına oturdum, kızım masanın karşı tarafında olduğu için göremeyeceğinden emin olduğum için, masanın altından sol elimle fermuarını açtım, elimi pantolonunun içine soktum ve o kocaman yarağı dakikalarca avuçladım ve beğendim. Sefer ağabey bozuntuya vermiyordu ama vahim zevk alıyordu. Nihayet Selma’nın ödevleri bitti ve kendi odasına uyumaya gitti. Biz 25-30 dakika kadar Selma’nın yatmasını bekledikten ve yattığından iyice emin olduktan sonra, suskunca öpüşmeye ve sevişmeye başladık. Sefer ağabey bana, “Türkan, gerçekten çok hoşsun. Sana doyamıyorum!” dedi. Ben de, “Sen de çok iyisin ve sağlamsın. Karın da, Meyrem de çok kısmetlilermiş!” dedim. Soyunduktan sonra Sefer ağabey yine amcığımı okşamaya ve parmaklamaya başladı. Sonra Sefer ağabey yere yattı, ben de üstüne çıktım benim başım onun yarağından tarafta, amcığım da onun başından taraftaydı. O amcığımı yalarken ben de yarağını ağzıma almaya çalışıyordum. Yarak azıcık yumuşasa ağzıma alabileceğim ama ne dolaşır. Aynı kalınlıkta, aynı uzunlukta ve sertlikteydi. Yaladım yaladım ve anca üçte birini ağzıma alabildim…
Amcığım da iyice sulanmıştı. Beni yere yatırdı, yine tükürükledi ve o kocaman yarağı amcığıma sokmaya başladı. Fakat bu sefer gündüzki kadar zorlanmadan içime aldım. Yine sikişmeye başladık. Bir müddet sonra ben orgazm oldum ve Sefer ağabey’ye, “Senin boşalman neden o kadar geç oluyor?” diye sorduğumda, “Ben 1-2 saatten evvel boşalmam. Bu benim elimde değil. Ben de boşalmak istiyorum ama olmuyor. Bu vaziyet, Karımın da Meyrem’in de çok güzeline gidiyor. Senin güzeline gitmiyor mu?” dedi. Ben de “Reelinde güzelime gidiyor, ama beni çok yoruyor!” dedim. Bunun üzerine dinlene dinlene sikişmemize devam ettik. Ben üç dört kere boşaldıktan sonra Sefer ağabey de nihayet boşalmaya başladı ve içimi doldurdu. Amcığımdan akan akışkanlar göt deliğimi nemlendirmişti. Sefer ağabey sağ elinin parmağı ile bir yandan da ıslanmış olan göt deliğimi parmaklamaya başlamıştı. Sefer ağabey’ye, “Senin niyetini kavradım, ama katiyen olmaz. Götüme sokturmam. Yırtılır, sakatlık olur, sağlık kurumuluk olurum, ulusa da rezil oluruz. Amcığıma dahi güç giriyor!” dedim. Bana, “Canım, hoşum, bir kere sınayalım. Kremle, tükürükle, yumuşatırım, parmaklayarak alıştırırım, sonra sınarız. Girmezse sokmam.” dedi…
Doğrusunu isterseniz kendim istemediğim halde Sefer ağabeyi de kırmak istemiyordum. Çok ısrar edince razı oldum, “Tamam, ama lütfen, benden hoşlanıyorsan sakatlık yapma. Sına, girmezse tekerrür amcığımı sik!” dedim. O da, “Tamam hoşum, seni üzmek istemem. Girmezse illa da sokayım demem. Bir kere sınayalım.” dedi. Gittim krem getirdim, evvel göt deliğimi kremledi ve sonra parmağını sokmaya başladı. Azıcık tek parmakla oynadıktan sonra iki parmağını, daha sonra da üç parmağını sokup çıkararak göt deliğimi klasik alıştırdı. Bu arada ben de içimden ‘yarağının sertliği azıcık geçsin’ diye yalıyordum. Fakat hayret edilecek bir şey, yarağı sertliğinden hiç bir şey kaybetmiyordu. Sonunda beni dizlerimin üstünde domalttı. Arkama geçti ve iyice alışmış olan göt deliğime yarağını yaslayıp hafifçe bastırmaya başladı. Kafasının girdiğini hissetttim, öylece azıcık beklemesini söyledim. Sefer ağabey gerçekten çok kavrayışlı ve acımalı bir insan olduğu için bir müddet öylece bekledi. Sefer ağabey’ye “Şimdi yavaş yavaş, ben dur diyene kadar sok.” dedim. O da minik minik git gellerle, yarağını yavaş yavaş götüme sokmaya başladı…
Daha evvelleri, kocam da bir hayli kere beni götten sikmek istemişti. Kocamın siki Sefer ağabey’nin yarağının yarısından dahi kısa ve ince olmasına karşın, kocama götümü siktirmemiştim. Şimdi neredeyse at yarağı kadar bir yarağı, götüme yarıya kadar sokturuyordum. Zira Sefer ağabeyi kıramazdım. Zira ona lüzumumuz vardı, onun gözetmesine lüzumumuz vardı. Kocama iş bulmuştu, bizim her lüzumumuzu o karşılıyordu. Kızımın mektep giderlerini de o karşılıyordu. Bu sebeple kendimi Sefer ağabeyin her istediğini yapmak zorunda hissediyordum. Gerçi o, bu vaziyeti fırsat sayan biri değildi. Ve ona siktirmeyi ben de çok istiyordum, kocamdan daha iyi sikiyordu beni. Sefer ağabey götümü sikmeye devam ediyordu bir yandan da eliyle amcığımla oynayınca, ben yine boşaldım. Artık o kocaman yarağın yarıdan aşırısının götümün içine olduğunu seziyordum. Ama zorlanmaya başladım ve Sefer ağabey’ye, “Sakın daha fazla sokma, bu kadar iyi!” dedim. O da, “Tamam hoşum. Sen ne kadarını istersen o kadarını sokarım. Hiç korkma!” dedi ve iyice alışmış olan götümü bir saatten fazla bir müddet sikti. Ve nihayet boşalıp, göt deliğimi dölleriyle doldurduktan sonra yarağını çıkardı. Birlikte banyo yaptık. Ardından çay demledim, içtik. Bir müddet dinlendik, birbirimize sarılıp oturduk, elleştik ve sonra yine sikişmeye başladık. O gece sabaha kadar, hem amcığım hem de göt deliğim Sefer ağabey’nin yarağından kısmetini aldı.
Sefer ağabey’ye ve muhteşem yarağına doyamıyorum. Sefer ağabey her hafta, kesinlikle en az bir kere geliyor ve her seferinde çılgınlar gibi sikişiyoruz. Daha sonraki haftalarda neler oldu neler!