Selam, ben Münevver, 2 yıldır Almanyada ikamet eden, 28 yaşında konutlu bir kadınım. 1,69 boyundayım ve 53 kiloda, beyaz derili, kahverengi uzun saçlı ve oldukça çekiciyim. Eskişehir’in bir köyündenim ve aslen Çerkez’im. Lise mezunuyum, çok istememe karşın parasal ihtimalsizlikler suratından okumaya devam edemedim. Kader işte! Neyse… Umarım hikayemi zevkle okursunuz!
Kocamın ikinci karısıyım. Kocam Veli 49 yaşında, 1,60 boyunda, kel ve göbekli birisi. Türkiyede ailemin gidişatı pek iyi olmadığından, ve benimde başımdan daha evvel bir kısa bir konutluluk geçtiğinden dolayı, “Bu adam almancı, zengindir. Hem sen dul bir kadınsın, seni başka kim alır?” diye, iki yıl evvel beni, bizim köye izine gelen, ‘Güdük Veli’ ile evlendirdiler ve gurbete gönderdiler. Kocam Veli’nin, beni kendisine ‘yalnızca’ konutta hizmet ettirmek, yemek yaptırmak, çamaşır yıkatmak gibi işlerde kullanmak için, benle evlendiğini, daha konutluluğumuzun ilk haftasında anladım. Konutta mahkum gibi kocamın fabrikadan eve gelmesini bekliyordum. Ve en makûsu da, kocamla iki yıldır daha doğru düzgün seks yaşamadım.
Konutta aralıksız, Mezardaki ölü bir erkeğin sikini dahi 1 saniyede kaldıracak ve içimi olduğu gibi gösteren gecelikler, jartiyerler ve dantelli seksi külotlar giyiyordum. Asla konutta sütyen takmam. Buna karşın kocam olacak o herifte en ufak istek ve hareket yoktu. Arasıra çok lüzumum olduğu zaman, zorlaya zorlaya kocamı seks yapmaya razı ediyordum. Ozaman da, mülk gibi sırtüstü uzanıyordu yatağa ve “Hadi, ivedi ol, biran evvel hallet ve beni rahat bırakta adam gibi uyuyayım!” diyordu. Ben de binbir uğraşmayla, kocamın sikini kaldırıyordum ve üstüne çıkıp oturuyordum, deyimi caizse ‘Kendi kendimi sikiyordum!’. Herif daha 30. saniyede boşalıyordu ve siki iniyordu. Alçak herif ben daha üzerinden inmeden de uykuya dalıyordu hemen. Hemde ne uyku, kulağının dibinde top patlatsan, mümkünatı yok uyandıramazsın. Umudum kalmayınca, belki sabah uyandığında siki kendiliğinden kalkar ve sikmek ister diye, götümü sikine dayayarak uyuyorum ve hayaller kurarak uykuya dalıyordum.
Kocam her sabah erkenden fabrikaya gidiyordu ve akşam bitkin argın eve geliyordu. Her nekadar, “Konutta çok sıkılıyorum, bir akşam dolaşmaya veya dans etmeye gidelim, bir iki insan suratı göreyim, sohbet edeyim, ruhum rahatlasın!” desem de, çok bitkin olduğunu ve neşesinin olmadığını söylüyordu. Birkaç defa, konutta iyice bıktığımı söyleyince, eve bir bilgisayar aldı ve internet bağlattı. İnternet benim için yeni bir dünya gibiydi ve beni akşama kadar oyalıyordu. Bilgisayar ve internet kullanmasını kendi kendime ve yavaş yavaş bilmiştim ve seks siteleri arıyordum. Başka kadınların seks hayatlarını merak ediyordum. Sonunda Kaymak Gibi Sikilen Amlar sitesini buldum ve burda okuduğum hikayeler beni iyice azdırdı, fantaziler kurmaya başladım. O sikilen kadınların yerine kendimi hayal edip, kendi kendime orgazm oluyordum…
Geçen ay kocamın çalıştığı fabrikaya işbaşı yapmak için, Karlsruhe’den Ankaralı, 30 yaşında bir Türk gelmiş, adı Zekerya. Kocam cuma günü mesai bitiminde bana telefon açtı ve “Biz Zekerya ile bu akşam Gasthaus’a içmeye gideceğiz, beni yemeğe bekleme.” dedi ve kapattı. Kendi kendime ‘Eyvah!’ dedim, zira kocamın ayyaşlığı çok pistir ve hiç çekilmez… Gece saat 23:15 gibi dairenin giriş kapısından homurdanmalar ve anahtar sesleri gelince, Alman komşular hengameden rahatsız olmasınlar diye, ben hemen yataktan fırladığım gibi kapıya koştum. Üzerimde o an çok seksi ve kısa bir ‘Baby-doll’ vardı ve o biçimde kapıyı açtım. Karşımda ayakta duramayan kocam ve Zekerya!
Zekerya, kocam yere devrilmesin diye kocamın koluna girmiş, kocamı yakalıyordu. Zekerya bana, “Yenge kusura bakma bu saatte rahatsız etmek istemezdim, ama kocanı da âmâ kütük ayyaş bir durumda Gasthaus’da vazgeçemezdim.” deyince, ben de, “Kocamı getirdiğiniz için size teşekkür ederim. Hem hakikat siz benim elbisemi mazur görün. Uyuyordum ve yataktan fırladığım gibi kapıya koştum!” diyerek, kocamın diğer koluna da ben girdim ve Zekerya ile beraber kocamı salona taşıdık ve üçlü koltuğa oturttuk.
Kocam koltukta mayışık bir durumda homurdanmaya devam ediyordu. Zekerya, “Yenge artık ben gideyim, gerisini sen halledersin. Allah sana kolaylık versin!” deyip kapıya yöneldi. Ben bütün kalkıp Zekerya’yı uğurlayacaktım ki, kocam bana ordan homurdanarak “Yok, biryere yollamam. Zekerya bu gece burda kalacak, daha rakı meşrubatız. Bize rakı getir lan karı!” diye bağırdı. Ben de Zekerya’ya, “Geç otur bari, zoraki bunun istediğini yapacağız, değilse apartmanı ayağa kaldırır valla!” dedim ve mutfağa meze hazırlamaya ve rakı getirmeye gittim.
Gasthaus’da beraber içmişlerdi ama Zekerya pek ayyaş değildi, ne yaptığını ne dediğini öğreniyordu, salonda kocama teselli etiyordu. Mutfaktan, kocamın homurtularını dinleyebiliyordum, Zekerya’ya birşeyler anlatıyordu, ve ardından da, “Öyle değil mi aslanım, haksızmıyım koçum?” diye teyid bekliyordu. Bütün ayyaş muhabbeti işte. Zekerya da hep alttan alıyordu, “Haklısın Ağabey, aynen öyle Ağabey, çok doğru söylüyorsun Ağabey!” diye kocamı teyid ediyordu…
Ben elimde rakı ve mezelerin olduğu tepsiyle salona girdiğimde, Zekerya’nın beni akdikeni bir gözle, tepeden tırnağa süzdüğünü farkettim. Zekerya özellikle Baby-doll’umdan dışarı fırlayacakmış gibi duran büyük göğüslerime ve bacaklarıma bakıyordu. O anda göğüs uçlarımın sertleştiğini hissettim, Zekerya’nın bakışları beni resmen cinsel olarak uyarmıştı.
Sehpaya rakı sofrasını kurdum, iki duble rakı doldurdup ikram ettikten sonra geçtim kocamla Zekerya’nin oturduğu üçlü koltuğun karşısındaki tekli koltuğa oturdum. Kocam rakısını bir dikmede tamamlarken, Zekerya yudum yudum içiyordu ve ve her yudumda, dantelli külodumdan besbelli bir şekilde emin olan amıma bakıp, “Ohh be, Harika! Nefis!” diyordu. Zekerya’nın her ‘Ohhh!’ sürükleyişinde, amımım derinliklerinde bir kıpırtı oluşuyordu. Amım gitgide ıslıyordu! Oturduğum koltukta bacak bacak üzerine attım ve elimde olmadan, emin bilinmez hareketlerle, amımın dudaklarını birbirine sürtüyordum.
Bu arada kocam dubleleri yarısını üstüne başına, yarısını ağzına dökerek arkasını arkasına biririyor ve boşalan bardağı Zekerya’ya tekerrür doldurtturuyordu. Zekerya ise henüz ilk dublesini bütün tamamlamamıştı dahi. Kocam nerdeyse sızmak üzereydi, her hareketinden emin oluyordu yinede bana homurdanarak “Bu nasıl hizmet etmek lan karı, müziksiz alkol sofrası mı olur. Kalk lan karı müzik koy!” diye bağırdı. Ben hemen kalktım ve kocama, “Şipşak kocacığım, hangi CD’yi koyayım?” diye sordum. Kocam da, “Bana ne soruyon lan karı, davetlimize sorsana!” dedi.
Zekerya’ya döndüm ve göz kırparak, “Zekerya, canım! Nasıl bir müzik açmamı istersin?” diye sordum. Zekerya da bana göz kırparak, “Bu saaten sonra ve bu etrafta… Slow müziğe ne dersin Münevver’ciğim?” dedi. Ben de, “Sen ne istersen açarım hayatım!” dedim. TV dolabının altında bulunan müziksetinin önüne eğilip, CD’lerin olduğu çekmeceden Slow bir CD aramaya başladım. Reelinde, aradığım ve içinde çok hoş Slowların bulunduğu ‘Hatıralar’ CD’sini hemen bulmştum. Ama TV’nin sırçasından, kocamın çoktan sızdığını ve Zekerya’nın götüme kilitlenmiş bakışlarını ve pantolonunun üzerinden eliyle sikiyle oynadığını görünce, kalçalarımı hafif hafif sağa sola oynatarak, aramayı azıcık daha sürdürdüm.
Hatıralar CD’sini müziksetine koydum, sesini hafifçe açıp doğruldum. Gözümü Zekerya’nın yarağına dikerek, hafifçe dudaklarımı ıslattım ve Zekerya’ya doğru yürüdüm. Bütün önüne dikilip elimi Zekerya’nın eline uzattım ve “Hadi dans edelim hayatım!” diyerek elinden tuttum, ayağa kaldırdım ve beraber el ele salonun ortasına yürüdük. Zekerya’nın bir kolunu boynuma doladım, öbür elini tuttum kalçalarımın üzerine vazgeçtim. Zekerya’yı sıcak basmıştı. Kaygılı kaygılı kafasını kocama doğru çevirince, ben derdini kavradım ve “Kocamı merak etme. O sızdı gitti, ayı gibi homurdanarak en az iki gün yatar, dünya yansa uyanmaz!” dedim ve Zekerya’ya sımsıkı sarılıp dans etmeye başladık.
Dans ederken benim göğüsler Zekerya’nın karnına, Zekerya’nın yarağı da benim göbeğime dokunuyordu. Kollarımı boynuna dolayarak, “Her iki elini de kalçalarıma indir!” dedim. Elleri sırtımı yoklayarak alta, kalçalarıma kaydı. Her iki eliyle de ufak ufak daireler yaparak kalçalarımı okşamaya başladı. “Nasıl, böyle iyi mi?” deyince, “Bütün istediğim gibi!” deyip dudaklarımı dudaklarına uzattım. Evvel dudaklarıma minik minik öpücükler kondurdu, sonra da alt dudağımı kaptı ve emmeye başladı. Daha sonra dudakları boynumu yalayarak gerdanıma, ordan da göğüslerimin birleştiği yere geldi.
Askılarını omuzlarımdan sıyırarak, Baby-doll’umu yere düşürerek yalnızca dantelli külodumla kaldım. Zekerya karşısında birden serbestçe duran dimdik göğüslerimi görünce başladı daha da sertleşmiş göğüs uçlarımı yalamaya. Sırayla azıcık birini, azıcık öbürünü yalıyordu. Ben de Zekerya’nın saçlarından yakalayıp kafasını göğüslerime bastırıyordum. Bu arada onun elleri de külodumun içinde boş durmuyordu, bir eliyle yukarı alt – alt yukarı amımın dudaklarını ve klitorisimi okşarken, amımım suyuyla nemlendirdiği diger elinin orta parmagını da götümün deliğine sokup sokup çıkarıyordu.
Bu zamana kadar ne daha önceki kocam ne de şimdiki kocam, vazgeç klitorisimi okşamayı, daha klitorisin ne ve nerde olduğunu öğrenmiyorlardı. Hele önlerinde kerelerce domalarak ve sanki ‘Götten sikilmek istiyorum!’ dercesine, göt deliğimi gözlerinin önüne sergileyip sunduğum halde, vazgeç götümü sikmeyi ve parmaklamayı, bu güne kadar kalçalarıma ellerini dahi sürmedi her iki kocam da. Ama Zekerya, hem ilk kocamdan hem de şimdiki kocamdan çok çok değişikti. Onunla frekanslarımız anlaşmıştı, ben daha ‘Leb’ demeden o Leblebi’yi kavrıyordu. Bir bakış, bir gözkırpma, bir hareket veya bir söz veya tümce yetiyordu.
Ben Zekerya’nın gömleginin düğmelerini çözmeye başlayınca, “Bir saniye sevgilim!” dedi, dudaklarıma bir öpücük kondurup, bir iki saniyede hem gömleğini hem de pantolonunu çıkardı. Gördüğüm manzara karşısında amımdan ılık ılık damlalar süzülmeye başladı. Zekerya’nın kocaman ve damarlı yarağının yarısı, boxer şortunun bel lastiğinden dışarı çıkmış, yarağının mantar gibi kafası nerdeyse göbeğine erişmişti ve sanki soluk alıp veriyormuş gibi, capcanlı bir biçimde bana bakıyordu ve sanki bana ‘Beni bu boxer’den kurtar, beni serbestliğime kavuştur!’ diyordu.
Hemen Zekerya’nın önüne çömeldim ve boxer’ını sıyırıp alta indirdim, çıkardım. Zekerya’nın yarağı artık özgürdü ve güzergahını bana doğrultmuştu. Kocalarımın sikleri zati hiçbir biçimde boy ölçüşemez, ama internette gördüğüm bir hayli yarak fotoğraflarından daha kocaman, daha düzgün ve daha çekici bir yarağı vardı Zekerya’nın. İnternette yarak yalayan kadın fotoğrafları ve filimleri görmüştüm ama kendim şu ana kadar daha hiç yarak yalamamıştım. Evvel ellerime aldım ve sanki bir kuş sever gibi okşamaya başladım, kafası, boynu ve taşakları dahil olmak üzere… Sanki okşamıyordum da her cm’sini keşfediyor ve beynime kaydediyordum.
Dudaklarımı yarağının kafasına götürdüm ve ilk başta minik minik öpücükler kondurdum. Sonra dilimle yalayarak kafasını nemlendirdim. Dudaklarımla yarağının boynunu öpe öpe taşaklarına indim. Taşaklarından başladım ağzıma almaya, sonra yarağını hafif alta eeğerek, kafasını aldım ağzıma ve emmeye başladım. Bu arada Zekerya saçlarımı yanlardan ellerine dolayarak, kafamı hafif hafif ileri geri kumanda ediyordu. Az sonra yarağı nerdeyse gırtlağıma kadar girip çıkıyordu. Ağzıma girerken oranla rahat giriyor, fakat geri sürüklerken yanaklarımı azıcık zorluyordu ve çıkarken de “Plopff” diye ses çıkarıyordu. Ben yalamayı ve ağzıma sokup çıkarmayı azıcık süratlendirince, Zekerya saçlarıma vazgeçti ve kafamı sımsıkı birşekilde iki eli arasına alarak beni frenledi, daha doğrusu beni bir film karesi gibi ‘Dondurdu’.
Yarağını ağzımda sanki cançekişir gibi seziyordum ve hiç kımıldamadan öylece bekliyordum ki, gözlerime bakarak, “Sevgilim sakın kımıldama, yoksa yapacağın en ufak harekette ağzına boşalacak benim oğlan!” dedi. Oysa ben o anda ağzıma boşalmasını herşeyden çok istiyordum, ellerimle bileklerini tuttum ve ellerini yanlara ittirerek ve kafamı özgür vazgeçtirdim. Zekerya’ya, ‘Ağzıma boşal, çok istiyorum!’ anlamında göz kırptıktan sonra, yarağını ağzıma sokup çıkarmaya devam ettim. 3. defa çıkarıp ağzıma soktuğumda, Zekerya derin bir inlemeyle ağzıma boşaldı…
Sımsıcak spermleri ağzıma büyük bir tazyikle fışkırırken, yarısı dolaysız boğazımdan alta, mideme iniyordu, kalan yarısı da ağzımı doldurup dudaklarımdan dışarıya, çeneme ve göğüslerime akıyordu. Ben bütün bitti diye düşünmeye başlamıştım ve ağzımı açtım, yarağını bütün dışarı çıkardım ki, yarağı bir defa daha nüks etti ve ilkine kıyasla daha az bir ölçü spermayı burnumun deliklerine ve üst dudaklarıma püskürttü. Ondan sonra yarağının gözünden bir iki damla daha çok katı sperma çıktı, onları da yarağının kafasını alt dudağıma sürterek çeneme akıttı.
Derin bir, “Ohhh be!” sürükledikten sonra, kollarımdan tutarak beni ayağa kaldırdı ve koltuğa oturttu. Ben suratımdaki, çenemdeki ve göğüslerimdeki spermaları parmağımla sıyırıp ağzıma götürüp yalarken, Zekerya önüme diz çöküp, “Kaldır bacaklarını hayatım!” dedi. Ben bacaklarımı yukarı çekince, iki eliye külodumu tuttu ve sürükleyip çıkardı. Amımın suyuyla ıslanmış külodumu suratına götürüp kokladıktan sonra yere bıraktı ve benim bu arada indirmiş olduğum bacaklarımı ayak bileklerimi yakaladı, tekerrür yukarı kaldırarak yanlara ayırdı. Dilini uzatarak, amımdan göt deliğime doğru süzülen akışkanlarımı, göt deliğimden başlayıp yukarıya, klitorisime doğru hareketlerle yaladı ve yuttu.
Sonra ayağa kalkarak bana, “Arkanı dön sevgilim!” dedi. Ben hiç ikiletmeden oturduğum koltukta ters döndüm, dizlerimi koltuğun oturulacak yerine koyarak, suratımı koltuğun sırtlığına verdim ve göt deliğim Zekerya’nın bütün surat hızasına gelecek biçimde domaldım ve bacaklarımı yanlara doğru iyice ayırdım. Zekerya’dan “Muhteşem!” dışında bir söz çıkmadı. Senelerdir götüm hakkında dinlemek istediğim tek söz!
Zekerya beni çıldırtmayı çok iyi biliyordu, dilini ilkönce amıma sokuyor ve amımın içerisinde evirip çevirerek beni orgazm’ın eşiğine getiriyor, ben bütün su baskınlar sular gibi boşalacağım zaman hemen dilini geri sürüklüyor ve bu sefer de göt deliğime sokuyordu. Birkaç defa böyle yapınca ben iyice kudurdum ve dayanamaz hale geldim. Bütün dilini tekerrür amıma sokacağı zaman, doğruldum ve koltuktan indim ve ayağa kalktım. Ardından Zekerya’nın suratını iki elimin arasına alarak, “Ne olur yeter, artık sik beni lütfen. Bana daha fazla eziyet sürükletme, zati senelerdir cefa sürüklüyorum!” diye yalvarmaya başladım.
Zekerya ayağa kalktı ve beni koltuğa oturtturarak, bu arada yine sertleşmiş yarağını ağzıma verdi ve 2-3 dakika kadar yalattırdı. Sonra bana, “Hadi sevgilim, deminki gibi ters dön!” dedi. Ben hemen ters dönüp dizlerimin üzerinde koltuğa çıktım ve domaldım yeniden. Kafamı mindere yapıştırıp, belimi olası olduğu kadar çukurlaştırdım ve göt deliğimin daha da alana çıkmasını sağladım.
Zekerya iki eliyle belimi kavrayarak beni azıcık arkaya çekti ve kendine yanaştırdı. Pozisyonu öyle bir ayarladı ki, yarağının kafası bütün amıma deliğini değiyordu. Sağ eli belimdeydi ve sol eliyle yarağını tutarak, yarağının kafasını hafifçe amımın deliğine soktu. Yarağının kafası deliğimde birkaç saniye kaldıktan sonra sol eliyle de belimden kavrayarak, beni yavaş yavaş kendine doğru sürüklemeye başladı. Sonra azıcık daha ve azıcık daha derken yarağı yarısına kadar girmişti amıma. Bekaretimi seneler evvel kaybettiğim halde, sanki ilk defa bekaretimi kaybediyormuşum gibi seziyordum.
Ben bütün, yarağının gerisini de sokacak diye beklerken, ellerini belimden çekti ve kalçalarımı kavrayarak beni öne ittirdi. Yarağı amımdan nerdeyse tamamen çıkmak üzereyken durdu ve iki eliyle tekerrür belimden tutarak, beni bu sefer azıcık daha süratli ve sert bir biçimde kendine çekti. Bu sefer yarağı tamamen girmişti amıma ve taşakları amımın dudaklarına dokunuyordu. Yarağını yavaş yavaş sürüklüyordu ve süratli bir biçimde geri sokuyordu. Sonra tempoyu değiştirdi ve süratli çıkarıp süratli sokmaya başladı. Ve her çıkarıp soktuğunda taşakları amıma çarpıyor ve ‘Şlap, şlop!’ biçiminde ritmik sesler çıkarıyordu. Bu arada sağ elinin başparmağını göt deliğime sokup içinde sağa sola çevirmeye başlayınca, ben zevkten kendimi saldım bıraktım ve titreye titreye boşaldım, arkasını arkasına orgazmlar yaşamaya başladım.
Zekerya da yaşadığım şiddetli orgazmlar karşısını afalladı ve yarağıyla içimde bir vakit hareketsiz kaldı. Amım kasılıp kasılıp rahatlıyordu ve boşalıyordum. Titremelerim azıcık dindikten sonra, elimi arkaya uzattım, Zekerya’nın yarağını yakaladım amımdan çıkardım, kafasını götümün deliğine dayayıp, “Hadi sevgilim, ne olursun bir kere de götümü sik!” dedim.
Zekerya yarağını eline aldı, kafasını tükrüğü ile nemlendirdi ve göt deliğime de tükürdükten sonra, yarağının tümünü, birseferde köküne kadar götümün deliğine batırdı. Götüm dağılındı, büzüğüm yırtıldı sandım. Yarağının kafası nerdeyse midemin duvarını zorluyordu. Haykırmadım ama dudaklarımı ısırmıştım. Zekerya’ya, “Sevgilim ne olur, içimde bir vakit hareketsiz kal, azıcık alışmam gerekli. Götümü ilk defa sen sikiyorsun!” dedim. “Tamam aşkım!” dedi ve yarağı götümde hareketsiz bir biçimde beklemeye başladı. Dinlediğim acı vahimdi, ama aldığım zevk te tarif edilmez oranda büyüktü ve sonunda götüme bir yarak girmişti! Hemde ne yarak. Nihayetinde yıllardan beri götten sikilme hasretiyle yanıp alevleniyordum.
Götümün deliği azıcık alıştıktan sonra, ben başladım götümü hafif hafif ileri geri oynatmaya. Bir vakit sonra hızlandgığımda, Zekerya da bana eşlik etmeye başladı. Birbirimizin tersine hareket ediyorduk, ben ileri hareket edince Zekerya geri çekiliyordu, sonra ben götümü geriye yaklaştırırken, Zekerya ileri yapıyordu. Sonra Zekerya kalçalarımı daha sert bir biçimde tutmaya başlayınca ben hareket etmeyi bıraktım ve tüm yöneti Zekerya’ya bıraktım. Zekerya, yarağını kafası nerdeyse götümden çıkana kadar geri sürüklüyor ve ardından taşaklarına kadar, süratli ve sert bir biçimde geri sokuyordu. Birkaç kere taşakları sert bir biçimde amıma çarpınca ben yine boşaldım ve orgazm oldum. Zekerya durmak öğrenmiyordu, götüme sokup sokup çıkarıyordu yarağını…
Zekerya’ya, “Sevgilim, ben geldim. Sen de gel hadi. Götüme boşal nolursun!” deyince, Zekerya evvel azıcık yavaşladı, ardından üç dört defa ard arda, çok süratli bir biçimde vurdurarak, “Geliyorum!” dedi ve götümün derinliklerine boşaldı ve üzerime yığıldı…
Yarağı sertliğini kaybedene kadar içimde kaldıktan sonra, yarağını yavaş yavaş çekti. Yarağının kafası göt deliğimden çıkarken, götümden esrarengiz bir ses geldi ve ardından büzüğümden spermler çıkmaya ve süzülerek amıma akmaya, ordan da koltuğa damlamaya başladı. Zekerya sehpadan bir demet peçete getirdi, azıcığı ile amımı, göt deliğimi ve koltuğu sildikten sonra, kalanı ile yarağını arındı. Sonra elimden tutarak beni kaldırdı ve beraber, el ele banyoya gidip, ılık suyun altında yıkanıp arınıldık.
Salona geri döndüğümüzde, kocam olacak herif horlaya horlaya uyumaya devam ediyordu. Zekerya’ya giymesi için, kocamın pijamalarından bir ekip getirdikten sonra, ben de külodumu ve Baby-Doll’umu giydim. Zekerya pijamaları giyerken, ben ortalığı azıcık derledim. Sonra beraber kocamın kollarına girerek yatak odasına taşıdık, kıyafetlerini çıkardık ve yatağa yatırdık. Kocam bir an sanki ayılır gibi oldu ve kendiliğindene birşeyler mırıldandıktan sonra ardı döndü ve Kış uykusuna devam etti.
Pak bir yastık ve çarşaf aldım ve Zekerya ile beraber salona geçtik. Zekerya’nın uyuması için büyük koltuğu açıp yatak haline getirdik. Zekerya uyumak için uzandıktan sonra, ben eğilip dudaklarından uzunca öptüm. Birbirimize iyi geceler diledikten sonra ben de yatakodasına gittim ve yatağa, kocamın yanına uzandım. Gözlerimi kapadım ve azıcık evvel salonda Zekerya ile sikişmemizin her anını, kafamda tekerrür tekerrür yaşayarak uykuya daldım…