Slm, adım Samet, 26 yaşındayım. Özel bir beyazeşya servisinde teknisyen olarak çalışıyorum. Size başımda geçen çok hoş bir hikayemi anlatmak istiyorum. Günlerden Cumartesiydi, herzamanki gibi işler oldukça yoğundu. Yetmiyormuş gibi havalar da çok sıcak, cehennem sıcağı gibi, üzerimize giydiğimiz tişört dört beş kezden fazla üzerimizde kuruyordu. Akşam sürelerine yakın telsizle bir servis bildirdiler, yeni klima kurulumu diye. Ben zati yorulmuşum, ana avrat ağzıma ne kazançsa küfrediyorum. Fakat devası yok, zorunlu olarak gitmem gerekiyordu. Hiç zaman kaybetmeden klimaları aldığım gibi verilen adrese gittim.
Kapıyı açan, 30-31 yaşlarında, oldukça alımlı, hafif balık etinde, gayet çekici bir kadındı. İçeri girdim, tokalaşmak için daha elimi uzatmadan o harekete geçmişti, bir yandan benimle tokalaşıyor, bir yandanda bakışlarıyla beni sanki ayakta yiyordu. İlk etapta bir anlam veremedim, taa ki içeriye yaşlı bir adam girene kadar. Neyse, kurulumdan dolayı takribî iki saatimi orada geçireğim için, hemen işime ve azıcık da kadınla muhabbete başladım. Muhabbet esnasında kadına, “Burda babanızla mı yaşıyorsunuz?” deme gibi bi gaflette bulundum. Kadın da, içeri gelen adamın babası değil, kocası olduğunu söyleyince, hem çok donakaldım hemde güzelime gitti. Zira içeri giren adam çok yaşlı idi, resmen canlı cenaze gibiydi. Bu adam bu hatunu hayatta sikemez ve tatmin edemezdi…
Ben klimanın iç birimini takmaya başladığımda kocası markete kadar gitmişti. O esnada hem işimi yapıyorum hemde kadının o hoş bedenini dikizliyordum. Kadın içerde azıcık işi olduğunu söyleyip salondan ayrıldı. O an işin açıkcası, kadını bakışlarımla rahatsız ettiğimi düşünüp azıcık utandım. Ne yapabilirdim ki, insan herzaman hoş ve çekici birisini bulamıyor. Aradan beş dakika geçti ve kadın hem kısa hemde oldukça bol bir şort giyip tekerrür yanıma gelmişti. Kadının o pürüzsüz bembeyaz bacaklarını görünce dayanamayıp, “Çok sıkıldınız sanırım?” dedim. O da, “Havalar çok sıcak, çok terliyorum, bazen o kadar sıkılıyorum ki, gece uyurken hiç birşey giymiyorum.” diye yanıt verdi. Bu yanıt beni cesaretlendirdi, kadının bacaklarına daha rahat bakmaya başladım.
Kadın bana, konutlu olup olmadığımı, bir sevgilimin olup olmadığını sordu. Ben de etrafı kıvama getirmek için, “Hayır konutlu değilim, sevgilimde yok!” diye yanıt verdim. Bunun üzerine o da bana, “Senin gibi güçlü güçlü ve yakışıklı bir erkeğin nasıl sevgilisi olmaz? Bu kızlar hakkaten delirmiş. Şayet etraf müsait olsaydı, kesin ben senin sevgilin olurdum, kimseye vazgeçmezdim seni.” dedi. Ben de bütün yanıt verecekken kocası geldi. Başka Bir Deyişle o iki saat içinde yalnızca imalı konuşmalardan ve azıcık flörtten başka birşey olmadı. Klimanın kurulumu bitti, giderken uyanıklık yapıp servis numarası yerine kendi cep telefonumu yazdım verdim, “Acil vaziyetler için.” dedim. Kadın kavramıştı olayı…
Aradan iki gün geçti. Gece 12 gibi ceptelefonum çaldı, arayan o kadındı. Bu saatte arayıp rahatsız ettiği için özür dileyerek, kocasının İstanbula gittiğini ve birbuçuk haftadan evvel gelemiyeceğini, klimasının arıza yaptığını, acil olarak bakıp bakamayacağımı sordu. Ben de güzel bir ses tonuyla, mesele olmayacağını, beş dakika içinde orda olacağımı söyledim. Eve vardığımda, kapıyı açtı ve içeriye davet etti. Üzerinde yalnızca transparan kırmızı bir gecelik vardı. Klimaya baktım, rastgele bir arıza yoktu. Daha doğrusu arıza olmadığını yüzde surat öğreniyordum, ama yinede her olasılığa karşı baktım. Klimada bir arıza olmadığını söyledim. “Arıza yoksa neden beni ferahlatmıyor?” diye sordu. Ben bu sefer hiç çekinmeden, “Seni ferahlatacak klima bende!” diye yanıt verdim.
Verdiğim yanıt acaip güzeline gitmişti, bana yanaştı, elini tişörtümün altına soktu ve adalelerimi okşayarak, “Ferahlat beni ozaman!” dedi. Hemen dudaklarına yapıştım. Öpüşerek beni banyoya götürdü. Ben üstümü çıkaracakken kendisi beni soymaya başladı. En son boxerimi çıkardığında, kalkmış yarağımı birden görünce gözleri yuvalarından çıkacakmış gibi oldu. Yarağımı alttan üste sıvazladıktan sonra, diz çöktü ve diliyle yarağıma ve taşaklarıma masaj yapmaya başladı. Derken yarağımı ağzına aldı. Yarağımı gırtlağına kadar alabiliyordu, ama Samet’ciğin hatırı sayılır bir büyüklüğü olduğu için tamamı girmiyordu…
Beni bir posta ağzıyla boşalttıktan sonra üzerindeki geceliği tek bir saldırıda çıkarıp attı. Küvetin kenarına ellerini dayadı ve domaldı. Kalçalarını bütün istediğim biçimde dışarı çıkardı. O kadar taze ve hoş bir amı vardı ki, tamamen kılsız, yeni traş edilmiş bir am. Hiç zaman kaybetmeden amını yalamaya başladım. Amını yalarken bir yandanda götünü parmaklıyordum. Zevkten inim inim inliyor, fakat ses çıkarmamaya özen gösteriyordu. Fakat benim altımdaki kadınlar için bu olanaksızdı…
Amını yalama harekâtını tamamladıktan sonra, ıslanmış amına badana yapmaya başladım. Yarağım amının deliğine denk geldiği anda, kendini geri ittiriyor, yarağımı biran evvel içine almak istiyordu. Fakat ben ona işkence etmek istercesine, yarağımı amına sokmuyor, sanki dilentmek istiyordum. Bir vakit sonra titrek ve kısık bir sesle, “Sok! Hadi sok!” diye mırıldandığını duydum. Artık zamanı gelmişti, tek bir saldırıda yarağımın tamamını amının derinliklerine gönderdim. Birden çığlık attı, “Aşkım lütfen yavaş sik, daha evvel bu kadar büyük bir şeyi içime almadım.” dedi. Fakat onu dinlemeye hiç amacım yoktu, sert ve ritmik bir biçimde git geller yapıyor, arda sırada da fazla yükleniyordum. Derken ince bir çığlıkla orgazm oldu, boşaldı. Çok geçmeden ben de yarağımı amından çıkarıp, büyük bir hışımla kalçalarına patladım. Sonra beraber duş aldık ve yatakodasına geçtik.
Yatakodasında evvel 69 olduk, birbirimizinkini yaladık. Sonra bunu yan yatırıp, bir bacağı havada sikmeye devam ettim. Hatun arkasını arkasına orgazmlar yaşıyor ve hemen sonrasında, “Teşekkür ederim aşkım erkeğim!” diyordu. Pozisyon çoktu bende ve onu çeşit çeşit pozisyonlarda sikiyordum. Banyoda, yatakodasında, salonda, mutfakta, evin her yerinde sikiyordum. Üzerine erimiş çukulata sürüp, amına meyve suları sıkarak, yalayıp öyle sikiyordum. Bunlar onun çok arzuladığı, hep sınamak istediği şeylermiş, acaip bir haz yaşıyordu. Öyleki ben arkadan onun o daracık amını sikerken, o dönüp benimle öpüşmeye devam ediyordu. Başka Bir Deyişle benim diyen kadına taş çıkartırdı.
Mutfak tezgahına dayamış arkadan amını sikiyordum, hemen karşımda duran zeytinyağı şişesine takıldı gözüm birden. Hemen onu kaptım, kalçalarını ve göt deliğini yağladım. Evvel orta parmağımı, sonra baş parmağımı soktum götüne. Biryandan götünü parmaklıyordum, bir yandanda amını sikmeye devam ediyordum. Hatun, “Aşkım vazgeç parmaklamayı, yarağını sok götüme!” diye dileniyordu. “Acır, dayanamazsın!” dedim. “Acısın, sen sok, bağırsamda durma!” dedi. Yarağımı amından çıkardım, küçük bir hareketle yarağımın tamamını götüne soktum. Hatun kendini adaleyse de, ben götüne git gel yapmaya devam ettim. Bir vakit sonra götü de yarağıma alışmıştı ve büyük bir şehvetle sikişiyorduk. Götünü sikerken amını parmaklamayı bakımsızlık etmiyordum. Sonunda ikimiz beraber aynı anda boşaldık.
İlerleyen saatlerde hatun benim kucağıma oturup, yarağım amının içindeyken birer sigara içtik. Her orgazm sonrasında bir başka pozisyona giriyor ve orgazm sigaramızı içiyorduk. Çok hoş bir gece yaşamıştık. Hiç istemesemde sabah olmuş, işe gitme zamanım gelip çatmıştı. “Akşama erken gel!” diyerek dudaklarımdan öptü ve beni işe gönderdi. Kocası İstanbuldan gelene kadar, birbuçuk hafta süresince bu fırsatı iyi değerlendirip, her türlu pozisyonda siktim hatunu!
Şimdi bir zamanlığına yurtdışındayım, fakat telefonlaşmalarımız hiç kesilmedi. Önümüzdeki ay tekerrür memlekete geliyorum, hatunla yeniden her fırsatta çılgın gibi sikişeceğiz…
Tam Teknisyen! dostlara iyi sikişler