Herkese selam, Ben Ankaradan Özgür. Kazara girdiğim bu sex hikaye sitesinde çok sıcak ve insanı etkileyci, tahrik edici seks hikayeleri okudum. Şunu itiraf edeyim ki, gerçekten de insan o anları yaşıyormuş gibi zevkle okuyor. Ben de yengemle alakalı olan bir hikayemi paylaşmak istedim. Ben, 1.75 boyunda, 70 kiloda, buğday derili, seksi çok seven ve yakışıklı sayılacak bir erkeğim. 18 yıldır konutluyum. Karım sekste hudutları olan bir kadın. Ben ise aksine sekste hudut beğenmeyen biriyim. Karımdan kaç kez arkadan anal seks istediysem de beni red etti. Onun için oldum muhtemel göt sikmeye çok özlem duydum.
Hikayenin gerçek kahramanı yengem ağabeyimin karısı ise 45 yaşında, 1.65 boyunda, balık etli ve alımlı bir kadındır. Yengemin özellikle dudakları kalın ve etlidir. Hele o yürürken kalçalarını sallaması dikkatime sürüklerdi, ama usumdan da makûs birşey geçmezdi. Ağabeyim yengemden 5 yaş büyük vede şeker hastasıdır. Bundan 3 ay evvel, sabah saat 9 gibi yengem beni telfonla arayarak, ağabeyimin şekerinin yükselerek komaya girdiğini ve acil sağlık kurumuna götürmemiz gerektiğini söyledi. Ben de çabukla gittim, ağabeyimi ve yengemi alarak sağlık kurumuna götürdüm. İncelemeler, muayane derken, ağabeyimi sağlık kurumuna yatırdık…
Yengemle sağlık kurumundan çıkıp eve giderken, yengem alış veriş yapması gerektiğini söyleyerek, “Hem de azıcık çarşıda gezeriz, kaç zamandır konuttan dışarı çıkmıyorum, ruhum açılır…” dedi. Arabayı otoparka vazgeçerek, yengemle dolaşmaya başladık. Azıcık alış verişten sonra yengem iç çamaşırı satan bir mağazanın sergenin önünde durdu ve alakayla sergendeki iç çamaşırlarına bakmaya başladı. Azıcık baktıktan sonra bana, Reelinde kendime iç çamaşırı da almam gerekiyor… dedi. Girdik mağazaya, yengem çamaşır seçiyordu kendine. Birkaç tane aldıktan sonra bana, Özgür birtane de gece giysisiyle giymek için almak istiyorum, ama karar veremedim, baksana hangisi hoş? dedi. Ben de utandığımdan dolayı çabukla siyah renkli olanı gösterdim. Yengem benim o gösterdiğim çamışırları da alarak çıktık. Eve gittik.
Konutta yemek çay filan derken zaman geç olmuştu, “Ben artık eve gideyim yenge.” dedim. Yengem de, “Yaben yalnız korkuyorum, karını da çağırsan da burada kalsanız?” dedi. Telefon açtım ve karıma söyledim. Fakat karım, “Yarın çocuğu mektebe nasıl yollarım? Sen kal.” dedi. Karımla aramızda asla rastgele bir kuşku yok vede olamayacağı için, benim yengemle kalmama rahatlıkla izin vermişti.
Akşam TV izlerken yengem aldığı iç çamaşırlarını getirip yanımda hem inceliyor, hem de bana gösteriyordu. En son alğımız siyah iç çamaşırını açtı, “Aaay bunun külotu tangaymış, südyeni de çok sarih, ben bunu nasıl giyerim?” diyerek bana gösterdi ve “Bak senin suratından oldu, geri götürsem değişirler mi acaba?” diye hayıflandı. Ben çekyata uzanmış, düşüncesizce yengemin elindeki çamaşıra bakarak, “Ne diye götürüp değişeceksin yenge? Giyersin…” dedim. Yengem de, “Öğrenmem ki?” deyip, çamaşırları poşete koydu ve odasına götürdü. Tekerrür salona gelip azıcık oturduktan sonra, “Ben bir duş alayım…” deyip kalktı, banyoya girdi. Ben de kalktım neskafe hazırladım. Yengem duşunu alıp çıktı. Altına penye bir pijama, onun üzerine de yakası sarih kolsuz tişört giymişti. “Yenge sana da neskafe hazırladım.” dedim, buna çok neşelenmişti. Karşılıklı oturup neskafelerimizi içtik. Fincanlar boşalınca yengem kalktı, “Fincanları da ben götüreyim…” deyip eğilince gördüm ki, yeni aldığımız siyah südyeni giymiş, nerdeyse memelerinin uçları görünüyordu…
Acaba yengem tanga külotu da giydi mi diye merak ettim, fincanları mutfağa götürürken arttan baktım. Penye pijamadan yengemin içi belirli oluyordu. Evet, varsayım etttiğim gibi tangayı da giymişti. O an içim bir güzel olmuştu ve yengeme karşı başka gözle bakmıştım. Ama kendi kendime olmaz öyle birşey desem de,sikim ayaklanmaya başlamıştı. Yengem fincanları mutfağa vazgeçip gelince, “İstersen sen de bir duş al, hafiflersin, hava sıcak zati.” dedi. Ben de, “Olur.” deyip banyoya girdim. Yengem az sonra banyonun kapısından bana seslenerek, “Özgür kapıya pak şort ve atlet koydum, giyersin.” dedi. Banyoda yengemin o memelerini düşünüp 31 sürüklemedim dersem palavra olur. Duştan çıkınca şortu ve atledi giydim, salona gittim…
Salonda yengem çömelmiş halının üzerinden birşeyler topluyordu. Beli açılmış, belinin bitimi, götünün yanaklarının başlangıç yeri ve tangası görünüyordu. Birkaç saniye baktıktan sonra çekyata oturdum. Yengem de işini tamamlayıp karşıma çekyata oturdu. Ama gördüğüm manzara usumdan çıkmıyor, sikim yeniden ayaklanmaya ve şortumdan belirli olmaya başlamıştı. Yengem görmesin sikimin kalktığını diye elimle düzenliyordum. Yengemle günlük hayattan bahsediyor, sohbet ediyorduk, ama ben gördüğümü unutamıyor, heycanlanıyordum. Heycanlandıkça da sikim daha mükemmel kalkıyordu. Çekyata sırtüstü uzandım, elimi de sikimin kalktığı belirli olmasın diye önüme koydum. Yengem, “Lambayı söndüreyim de boşuna elektrik tüketmesin, nasılsa Televizyon çalışıyor.” diyerek kalktı, salonun ışığını södürdü. Televizyonun aydınlattığı kadar salonda loş ışık olmuştu. Bu beni daha da heycanlandırmıştı…
Ben bir ara farkında olmadan ellerimi kafamın altına koymuşum, yengemin gülerek, “Özgür!” demesiyle irkildim, “Efendim yenge?” dedim. Yengem önümü işaret ederek, “O ne hal?” dedi. Öyle utandım kianlatamam. Hemen kendime gelerek yeniden elimi önüme kapattım ve yengemden özür diledim, farkında değilim gibi bahaneler saçmaladım. Yengem çok utandığımı kavramıştı, yeniden tebessümerek, “Olur böyle şeyler, gizlemene de gerek yok, sanki hiç mi görmediğim birşey, rahatına bak!” dedi. Azıcık hafifledim, ama yinede önümü elimle kapamaya devam ettim. Yengem güya bana farketirmeden göz ucuyla önüme bakıyor, hem de havadan sudan sohbet ediyorduk. Gerçekten güç durumdaydım, sikim bir cinsli inmeyerek vaziyeti daha da güçleştiriyordu. Yengem benden bir sigara istedi, oysa sigara içmezdi. Sigarayı verirken, “Yakıp da verirmisin?” dedi. Sigarayı yakmak için uğraştım ama çakmak bir cinsli yanmadı. Yengem, “Ocaktan yakabilirsin.” dedi. Ben ayağa kalkınca artık sikimin kalktığını saklayamadım, zira sikim şortu öyle zorluyordu ki yırtacak gibiydi. Sözcüğün bütün anlamıyla sikim çadırı kurmuştu…
Yengem önüme bakıp tebessümüyordu. Çabukla mutfağa gittim. Sikimi azıcık düzenleyip, ocaktan sigarayı yakıpgeldim. Sikimi ne kadar düzenlediysem de faydası yoktu, yeniden muhakkaktı. Sigarayı yengeme uzattığımda yengem önüme bakarak aldı. Yerime oturunca yengem, “Özgür, karın hasta filan mı?” dedi. “Yok hasta filan değil, neden sordun yenge?” dedim. “Baksana seninki aylardır birşey görmemiş gibi yerinde durmuyor, yoksa siz de bizim gibi uzun zamandır birşey yapmıyormusunuz? Öyle bir gidişat varsa gizleme, sarihçe konuşalım, bunda ayıp olacak birşey yok!” dedi. “Yok, yapıyoruz yenge!” dedim. Yengem de, “İyi yaaa, valla biz 5 aydır yapmıyoruz, yapsakta öylesine yapıyoruz, zira ağabeyinki bütün kalkmıyor…” diye baklayı ağzından çıkarmıştı. “Peki o zaman sen nasıl dayanıyorsun yenge?” diye sordum. Yengem derin bir iç çekti ve “Kendi kendimi tatmin ediyorum, ama reelle bir olur mu hiç?” dedi. “Haklısın!” dedim. Yengem önümü işaret ederek, “Karın çok kısmetli valla! Aaahh ahh, aylardır öyle heybetle kalkmış yemedim biliyormusun? Ağabeyine nasıl kızıyorum, benim de canım var, benim de gereksinimlerim var!” diye sızlanmaya başladı. Birden, “Sızlanıp durma yenge, o kadar çok istiyorsan al ye, sana da yeterim!” deyivermiştim.
Bunu dinleyince yengemin gözleri kocaman açıldı. Yengem haykıracak, beni kovacak herhalde fikriyle korkmaya başlamıştım ki, yengem hiçbir şey demeden oturduğu yerden kalktı, yanıma gelip oturdu, elini yarağımın üstüne koyup, şortun üstünden yarağımı sıvazlamaya başladı. “Ne kadar sert yarağın var!” diyerek dudağıma öpücük kondurunca, yengemi ensesinden yakalayıp kendime çektim. Dudaklarımız birleşmiş, dillerimizi sırayla birbirimizin ağzına sokuyor, emiyorduk. Azıcık öpüştükten sonra yengem aniden ayağa kalkarak, “Dur sana birşey göstereyim!” dedi ve evvel üstündeki tişörtü, sonra da pijamasının altını bir çırpıda çıkartıp attı ve “Bak, senin hoşlandığın iççamaşırları giydim! Yakışmış mı?” diye soruyordu. Yutkunarak, “Çok yakışmış yenge!” dedim. Gözlerimi alamıyordum, yengemin amı külotundan yumruk gibi çıkmıştı…
Yengem bir manken edasıyla kendi çevresinde bir iki dönerek, kendini önden arkadan bana sergiledikten sonra geldi kucağıma, bütün yarağımın üstüne oturdu. Tekerrür dudaklarımız birleşti. Kulağıma fısıldayarak, “Yatakodasına gidelim mi?” dedi. Ben, “Tamam!” deyince yengem kucağımdan inerek elimden yakalayıp beni de ayağa kaldırdı. Ayaktayken atletimi çıkardı, şortumu külotumla bereber çıkararak, “Offf be, işte bu! Ne kadar hoş yarağın var, kurban olurum buna!” diyerek eğildi ve sikimin kafasına öpücük kondurdu. Ben de, “Daha ne hoşluğunu gördün ki yenge?” dedim. Yengem de, “Hadi tez ol, biran evvel görmek istiyorum!” dedi. Yengem yarağımı elinden vazgeçmeden, o önde, ben arkada, beni sürükleyerek yatağına götürürken, tangalı götünü kıvırarak yürüyordu. Elimi yengemin götüne koydum, tombul götünün yanakları salıncak gibi bir oyana bir buyana sallanıyordu…
Yengem yatağa uzandı ve “Hadi hemen sik beni!” diyerek beni üzerine çekti. Yengemin üstünden kayarak yanına uzandım ve “Daha çoook zamanımız var yenge, çabuğun ne?” dedim. Dudaklarımız birleşti. Yengem dudaklarımı öyle bir emiyordu ki, koparacak gibiydi. Dudaklarımı yengemin dudaklarından kurtarıp, boynunun her tarafını öpüyor yalıyordum. Yengem gözlerini kapayıp hafiften inlemeye başlamıştı. “Memelerimi em!” diye direktif verdi. Südyenini çıkardım ve göğüslerini öpüp emmeye başladım. Yengem çok sabırsızlanıyordu, o arada külotunu çıkardı. Ben yengemin memelerini emerken, elimle de kabarık amını okşuyor, parmağımı amına sokup çıkarıyordum. Yengemin amı iyice sulanmıştı, kalçalarını yukarıya kaldırıp indiriyordu…
“Hadi canım, sok yarağını amıma, sik beni, ilk ateşimi söndür, sonra uzun uzun sevişiriz, bak seninki de patlayacak gibi!” dedi ve bacaklarını ayırıp beni yeniden üzerine çekti. Benim yarrak sanki yolu öğreniyormuş gibiamın ağzında yerini aldı. Yarrağımın kafasını yavaşca amına soktuğumda yengem kalçasını sağa sola oynatıyordu. Dayanamadım birden hepsini kökledim. Köklememle beraber yengem, “Ohhhhh, çooook hoş!” diye inledi. Ben, “Güzeline gitti mi yenge?” diye sorunca, “Bana yenge deme! Karıcığım de, orospum, kahpem diyerek sik beni!” diye inliyordu. Yengem tiyoyu vermişti. “Orospu yarağım hoş mu?” diye sordum. Yengem, “Hoş, hem de çok güzellll, kurban olurum o yarrağına erkeğim, süratli, daha süratli sik beni, sikicim benim!” dedi. Yengemin bacaklarını omuzuma aldım, altımda top gibi olmuş, ben amına soktukça memeleri dalgalanıyordu. Arada bir durup yengemin memelerini öpüyor emiyordum, sonra tekerrüramına köklüyordum…
Yengemin amını bacak omzuda epeyce siktikten sonra pozisyon değiştirdik. Ben alta geçtim, yengem ata biner gibi yarağımın üstüne oturdu, kalçalarını sağa sola kıvırıyor, oturup kalkıyordu. Her otururken de, “Ohhh bastır, geliyorum, iyice sok!” diye inliyordu. Herhalde zincirleme orgazm oluyordu ki, amından süzülen sular taşaklarıma kadar akıyordu. Yengem yarağımın üstünde kıvırırken ben de memelerini okşuyor, sıkıyor, emiyordum. Bir zaman da o pozisyonda siktikten sonra, yengemi tekerrür altıma aldım. Öyle sert sikiyordum ki, şakırtı sesleri yatakodasının duvarlarında yankılanıyordu. Yengem son saldırılarımdan gelmek üzere olduğumu sezmiş olacak ki, “Durma kocacığım, devam et, içime boşal, korkma korunuyorum!” diyerek zıplamasını süratlendirdi. “Al ozaman orospu!” diyerek, yengemi belinden yakalayıp kendime sürükleyerek öyle bir boşalmaya başladım ki, döllerimin arkasını art gelmeyecek sandım…
Yarağım yengemin amında küçülünce üstümden indi ve yan yana uzanıp birer sigara yaktık. Sohbet ediyorduk. Ben yengemin vücudunu parmaklarımı dolaştırıyordum, yengem de taşaklarımı okşuyordu. Sigaralar bitince tekerrür öpüşmeye başladık. Yengem beni sırtüstü yatırıp dudaklarımı emmeye başladı. Ordan boynuma indi, ordan da meme uçlarımı emiyor, dişliyordu. Göbek deliğime dilini sokuyor emiyordu. Daha alt indiğinde sönük yarağımın kafasını küçük küçük öpüyor, dilini kafasının çevresinde dolaştırarak taşaklarıma iniyor, taşaklarımı ağzına alıp emiyordu. Benim yarak kalkmaya başlamıştı. Yengem yarağımla konuşuyordu, “Kalk benim hoş yarağım, kalk ta sana neler vereceğim!” diyordu. Ben de yengemin saçlarını okşayıp, “Neler vereceksin bakalım?” dedim. Yengem, “Ne istersen vereceğim, yeter ki beni doyur yarağa!” dedi. Benim yarrak bütün kıvamına gelmişti. Yengem sakso sürüklüyor, boğazına kadar ağzına alıyor, çıkarıp dilini kafasının çevresinde dolaştırıp yalayarak taşaklarıma iniyor, taşaklarımı ağzına alıp emip, tekerrür yalayarak yarağımın kafasına çıkıyor, kafasını ağzına alıyordu. Bunu sayısını anımsamadığım kadar çok yaptı…
Sonra yeniden öpüp yalayarak yukarıya çıktı, dudaklarıma kadar geldi. Azıcık öpüştükten sonra busefer benyengemi altıma alarak, yengemin kulak memelerini emiyor, kulağının içine dilimi sokuyordum. Yengem kulağına dilimi soktukça hem huylanıyor hem de azıyordu. Boynuna indim, yalıyor emiyordum. Yengem de boynunu bir sağa bir sola çevirerek her tarafını yalamam için beni yönlendiriyordu. Aynı anda da amını avuçlayıp okşuyordum. Boynundan memelerine indim, meme uçlarını yalıyor, küçük küçük ısırıyor, çevresinde dilimi gezdiriyordum. Yalayarak göbeğine indim, göbek çukurunu yalıyor, dilimi sokuyordum. Yengemamına ineceğimi beklerken, ben yengemi yüzüstü çevirdim, yukarıya çıkıp ensesini, omuz başlarını emmeye, ısırmaya başladım. Ben emdikçe yengem inliyor, zevkten esrarengiz esrarengiz sesler çıkarıyordu. Elimi de götüne attım, götünün etli yanaklarını avuçluyor okşuyor, göt deliğinin çevresinde parmağımı dolaştırıp, daireler çizerek uyarıp, ordan da amına inip am dudaklarını okşuyordum. Sırtını, omuriliğini yalayarak bel çukuruna indim. Götünün yanaklarını emiyor, ısırıyordum…
Yengem, “Aşkım çoook güzl yapıyorsun, çoooook güzeeeeel!” diye inleyerek götünü hafif kaldırınca, göt deliği ile amı daha da apaçıklaştı. Yengem sanki göt deliğini yalamamı istercesine götünü azıcık daha kaldırınca, dilimle göt deliğinin çevresinde daireler çizip, büzüğünü vakkum gibi emmeye başladım. Yengemin inlemeleri çoğalmış, ‘Aaaahhh Ooooohhhh’ sesleri sıklaşmıştı. Yengem götünün deliğini yalamama fazla dayanamadı ve birden sırtüstü dönüp bacaklarını ayırdı, kafamı bütün amının üstüne bastırdı. Şimdi deamını yalamamı istiyordu. Dilimi yengemin sulanmış amının çevresinde dolaştırıp, amının dudaklarını tek tek emiyordum. Dilimi amının deliğine soktuğumda, kafamı öyle bastırıyordu ki, sanki beni tümden içine alacak gibiydi. Yengem kasılarak titremeye başladı ve çok geçmeden ağzıma boşaldı. Hepsini yaladım yuttum ve durmaksızın yalamaya devam ettim…
Yengem tekerrür hareketlenmeye başlamış, “Aslan kocacığım, hadi artık, sik beni!” diye inliyordu. Artık benim de yarrağım zonklamaya başlamıştı. Yengemin bacaklarını ayırıp yarrağımı amına soktum. Yavaş yavaş git gel yapıyor, sikişin olabildiğince uzamasını istiyordum. “Yenge nasıl hoş mu böyle?” deyince, yengem kızdı, “Lan onursuz sikişirken bana yenge deme demedim mi! Karıcığım de, orospum de, ne dersen de, ama yenge deme!” diye çıkıştı. “Tamam orospu, senin amını götünü sabaha kadar sikeceğim!” dedim. “Hah işte böyle söyle ve sik, sabaha kadar sik, nereden istersen sik!” dedi. Yarağımı amından çıkardım ve memelerinin arasına soktum, “Bak oruspu memelerini de sikiyorum!” dedim. Yengem de, “Sik birtanem, memelerimi sik! Ağzımı da sik!” diyerek, memelerinin arasından çıkan yarağıma dil atıyor, ben de daha ileri sokarak yarrağımın kafasını kertiğine kadar ağzına almasını sağlıyordum…
Birden durdum ve yengeme, “Kalk orospu, arkanı dön domal, senin götünü de sikeceğim!” dedim. Yengem yataktan yere inerek önümde domaldı, götünün yanaklarını elleriyle ayırdı ve “Götümün deliğini azıcık daha yala, çok güzelime gitti!” dedi. Ben ikiletmeden hemen yalamaya başladım. Dilimi götüne sokuyor, büzüğünü yumuşatıyordum. Dilimi arada sırada da amına sokunca yengem kudurmuş gibi inliyordu. Yengem yerde rahat edemeyince tekerrür yatağın üstüne çıktı, yatağın kenarına yan uyuyup götü bana gelecek biçimde dizlerini karnına çekti. Yengem amını götünü bana öyle sunuyordu ki, görmediğim pozisyonlar alıyordu. Natürel benim de usum başımdan gidiyordu. Yengemin amını götünü yalıyor ve parmaklıyordum, amından sular akıyordu…
Yengem sonunda yatağın ortasına gelip dörtayak domaldı, yeniden elleriyle göt yanaklarını ayırarak, sikmem için göt deliğini bana sunuyordu. Bütün artta yerimi alarak yaklaştım. Yengem götüne sokmamı beklerken, yarağımı elime alıp amına soktum. Çok rahatça girmişti. Kaygan olan amda rahatça gidip geliyordum. Orta parmağımı da göt deliğine soktum. Amını azıcık siktikten sonra yarrağımı çıkardım, göt deliğinın etrafını dolaştırdım ve yarrağımın kafasını büzüğüne bastırıp zorladım. Yengem kendini öne çekince, “Ne oldu orospu, alamıyormusun?” dedim. Yengem, “Alırım!” diyerek suratını yatağa iyice bastırıp götünü yukarıya kaldırdı. Ben bu sefer yarağımın kafasını tükürükleyip tekerrür göt deliğine dayadım. Azıcık zorladım ve yarrağımın kafası göte girdi. Azıcık bekledim. Hafif ileri geri yaparak götün alışmasını ve açılmasını sağladım. Her gidiş gelişimde azıcık daha ileri sokuyordum götüne. Birkaç git gelden sonra sonuna kadar sokmuştum…
Yengemin büzüğü yarağımı öyle sıkı anlamıştı ki, sankı eline almış sıkıyordu. “Kız orospu, daha evvel başkası götten sikti mi seni?” diye sordum. “Yok, ilk sen sikiyorsun, sen bozuyorsun!” dedi. Zafer kazanmış gibi hissettim kendimi, “Ooohhh!” deyip ileri geri yapmaya başladım. Yengem, “Ne oldu, sen bozuyorsun deyince çok mu güzeline gitti?” dedi. “Evet!” dedim. “Ozaman sik canım, tadını çıkar bakire götümün, aaaahhh, iyice kökle, ohhh çok hoş oluyormuş götten vermek, sik kocacığım, geçir o kalın, uzun yarağını götüme!” diye inliyordu. Benim de gitgellerim daha süratlenmişti. Yengem yarrağım götünün içindeyken dizlerinin üstüne doğruldu. Ben de arkadan sarılıp, memelerini okşuyor sıkıyor, boynunu emiyordum. Yengem tekerrür domaldı. “Sik kocacığım, dağıl yırt götümü!” diye inledikçe, ben daha da sert sikiyordum…
Yarağımla götünü sikerken, elimi de önüne atmıştım, üç parmağımı amına sokmuş parmaklarımla da amını sikiyordum. Yengemin amından sular akıyor, inliyor, haykırıyordu. İkimiz de ter içinde kalmıştık. Yengem boşalıyordu. “Ben bittim, hadi sen de boşal!” diye haykırmaları ve inlemelerine fazla dayanamadım ve süratle yüklenmemle götünün içine attırmam bir oldu. Öyle boşalıyordum ki, sanki hortumdan tazzikli su fışkırtıyordum. Yengem altta, ben üstünde, öylece yatağa yığıldık. Yarağım hali hazırda götündeydi, bir vakit öyle kaldık. Yarağım küçülünce kendiliğinden çıktı. Döllerimin azıcığı çarşafa akmıştı. Banyo yapmaya ne halimiz kalmıştı, ne de canımız istiyordu. Birer sigara içip, birbirimize sarılarak yattık…
Sabah uyandığımızda beraber banyo yaptık. Banyoda da bir posta yengemi amdan götten siktim. Sonra kahvaltı yaptık. Hiç konuşmuyorduk. Suskunluğu yengem bozdu, “Ne olacak bundan sonra? Duysalar, görseler ne oluruz?” dedi.“Öğrenmem?” dedim, gerçekten öğrenmiyordum. Yengem, “En iyisi, bu ilk ve son olsun!” dedi. Ben de tamam dedim. Kahvaltıdan sonra konuttan çıkıp gittim.
15 gün yengemle hiç konuşmadık, ama sonra beni aradı…